Raporlanan 2018 Temmuz, Ağustos, Eylül döneminde merkezileşme ve otoriterleşme derinlik kazandı. Başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik ihlaller Avrupa Birliği (AB) ve ilgili uluslararası çevrelerde eleştirilerle karşılandı, kınandı.
Yine de AB ile yeniden müzakere zemini arayan Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki ilişkilerde esas belirleyici temel hak ve özgürlüklere yönelik ihlaller olmuyor.
Ne var ki; İsveç’teki gazeteci-Yazar Ragıp Zarakolu için Kırmızı Bülten çıkarılması, Avusturyalı Max Zirngast’ın Ankara’da “örgüt üyeliği”nden tutuklanması, Almanya merkezli Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel'in “haksız tutukluluk” davası ve benzeri örnekler Avrupa'da gündem oluşturuyor.
BİA Medya Gözlem Raporu, özellikle “örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanan birçok gazeteciye, bu dönemde mahkum olmaları nedeniyle hapis yolunun gözüktüğünü gösteriyor.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten itibaren Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, 1 Ekim 2018’e kadar en az 49 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis veya para cezası olarak mahkumiyetine zemin oluşturdu.
Rapora göre, 2018’in üçümcü çeyrek döneminde en az 304 gazeteci ve medya temsilcisi, “darbecilik”ten “hakaret”e kadar varan suçlamalar nedeniyle toplam 46 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet hapis, 3 bin 23 yıl 10 ay hapis, 30 bin TL adli para cezası ile 3 milyon 540 bin TL de manevi tazminat istemiyle yargılandı.
Türkiye’de mesleki faaliyetleri veya siyasi dosyalardan mahpus 123 gazetecinin dosyası da Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre sorunlu pratiği konularına çeşitli açılardan ışık tutuyor.
Türkiye’de 123 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar çerçevesinde 1 Ekim’e hapishanede girdi. Hapishanedeki 123 gazeteciden 36’sı halen yargılanmaktayken, 31’i mahkum olmuş olarak dosyalarını istinaf mahkemesine veya Yargıtay’a taşıyordu; 27’si hükümlüydü; 29’u da hapiste iddianame bekliyordu.
BİA Medya Gözlem Raporu’nda “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit ve engellemeler”, “cezasızlık / hak aramaları”, “soruşturmalar, açılan-süren davalar, kararlar”, “hakaret, kişilik hakları ve tazminat davaları”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM” ve “RTÜK” gibi bölümler yer alıyor.
Gazeteci Cinayetleri / Yargılama
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesiyle ilgili davada tutuklu sayısı, Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz ev hapsi karşılığında; Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız de adli kontrolle tahliye edilmesiyle altıya indi. Cinayet dosyasında mahkeme heyeti üçüncü kez değişti. Aralık ayında sürecek yargılamada 11 tanığın dinlenmesi bekleniyor.
Aydın ve gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanığın yargılandığı davada dört yıldır tablo değişmedi: “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ı bulunamadığı gibi, İsveç’te bulunan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdülkadir Aygan’ın ifadesi bir türlü alın(a)madı.
Hrant Dink Cinayeti
Dink cinayeti 12 yıla dayandı: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki gazetesi önünde öldürülmesiyle ilgili altısı tutuklu 85 sanıklı davanın 83. Duruşmasında, tutuklu sanıklar İstanbul eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, Emniyet, Jandarma ve istihbarat görevlileri Hamza Celepoğlu, Muharrem Demirkale, Yavuz Karakaya ve gazeteci Ercan Gün’ün tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme, Yılmazer’in “Tasarlayarak öldürme”, Akyürek’in de “İhmali davranışla öldürme” suçundan tutukluluklarının devamına karar verdi. Mahkeme tutuklulukta geçen süre nedeniyle Yılmazer’in “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve Akyürek’in “Resmi belgede sahtecilik” ve “Örgüte bilerek, isteyerek yardım” suçlarından tahliye etti, Malkoç’un yurtdışı çıkış yasağını kaldırdı. 11 tanığın da dinleneceği gelecek duruşma 18, 19, 20 Aralık’ta (28 Eylül).
Dink davasında yine heyet değişimi: Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti davasına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin heyeti üçüncü kez değişti. Başkanı Ali İhsan Horasan’ın yerine geçen Hakim Emre Efe Şimşek yargılamanın 81. Duruşmasında tahliye taleplerini kayda geçti, ara kararları 28 Eylül’de sunacaklarını bildirdi. Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, MİT Bölge Başkanı Ahmet Köksoy'un tanık olarak dinlenmesi için eski heyete dilekçe verdiklerini belirtti, yeni heyete bu talebini tekrarladı. Müdafi avukatlar ve tutuklu sanıklardan Ercan Gür, Hamza Celepoğlu, Ramazan Akyürek, Muharrem Demirkaya ve Yavuz Karakaya tahliyelerini talep etti (25 Eylül).
Dink davasında iki tahliye: Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’de öldürülmesiyle ilgili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Emniyet, İstihbarat ve jandarma görevlilerinin yargılandığı davanın 77. Duruşması sonunda, Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz ev hapsi karşılığında; Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız de adli kontrolle tahliye edildi.
Tanık olarak dinlenen Trabzon Jandarma Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Hüsamettin Polat, cinayet tasarısının gündeme geldiği istihbarat toplantısından bahsetti.
“Dink cinayeti sonrası Metin Yıldız, Ali Öz'e 'emriniz var mı' dedi. Öz, 'Coşkun İğci'ye söyleyin konuşmasın' dedi. Takibim üzerine Ali Öz'den uyarı cezası aldım. İleriki günlerde Okan Şimşek'e 'bildiklerinizi söyleyin' dedim.”
Mahkeme, avukatı Bakırcıoğlu’nun, “Unsur komutanları kendisine bilgi vermek zorunda. Cinayetten önce tasarının konuşulduğu istihbarat toplantısında kendisi de var. Bilgi sahibi olmaması mümkün değil, doğruyu söylemiyor” dediği dönemin Trabzon Jandarma Terör Olayları Kısım Amiri Gökhan Arslan'a bir ay disiplin hapsi verdi. Arslan duruşma sonrası tutuklandı.
Mahkeme Başkanı Horasan’ın, “Ses getirici eylemden anladığınız nedir? Böyle bir evrak geldiğinde ne yaparsınız?” sorusunu dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Bülent Köksal, “O evrakın ciddiyetiyle ilgili bilgilerin araştırılması gerekir. Koruma amacı güdülerek yazılmış bir yazı değil oradaki. Eylemi yapacak şahsın araştırılması için yazılmış bir yazı. Zaten koruma konusu olan bir yazı olsa bizim birime değil başka birime giderdi. Biz üzerimize düşen görevi yaptık” cevabını verdi. Mahkeme Başkanı, “Herkes görevini yaptıysa bu adam niye öldü?” dedi (13 Temmuz).
Musa Anter Cinayeti
Dava “Yeşil” ve Aygan’ı bekliyor: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Kürt aydını gazeteci Musa Anter’in 1992’de öldürülmesi ve 90’larda JİTEM’in işlediği cinayetlerle ilgili 18 sanıklı davada, ne “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ı bulabildi, ne de İsveç’te bulunan PKK itirafçısı ve eski MİT elemanı Abdülkadir Aygan’ın dört yıldır ifadesini alabildi. Mahkeme, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın halen yaşadığını iddia eden eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin’in tanık olarak dinlenmesi talebini kabul etti.
Siyasetçi Ahmet Türk de telekonferans sistemi üzerinden tanık olarak beyanını ulaştıracak. Pekin, 2 Nisan 2018’de katıldığı bir televizyon programında Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı ve Türkiye’de olduğu yönünde kendisine kimi bilgilerin ulaştığını söylemişti. Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, sanıklardan İsveç'te yaşayan Abdülkadir Aygan'ın [Aziz Turan] savunmasının alınmasına ilişkin istinabe evrakının “Adalet Bakanlığında takılıp kaldığını” belirtti: “Sanığın savunmasının İsveç'te alınması talebimizi yineliyoruz.”
Abdülkadir Aygan'ın avukatı Ece Çam Yiğit ise müvekkiliyle temas kuramadığını bildirdi ve savunmasının yurtdışında alınacak olması halinde işleme katılmak istediğini söyledi. Anter cinayeti dahil 90’lı yıllarda işlenen birçok faili meçhul cinayet ile gözaltında kayıpların faili olarak görülen Mahmut Yıldırım hakkında uzun yıllardır arama kararı bulunuyor. Yargılamaya 14 Kasım’da devam edilecek (11 Temmuz).
Hapis Gazeteciler
Hapis gazeteciler tablosu için tıklayınız.
Türkiye’de cezaevindeki gazeteci ve medya çalışanların durumu hem ülke içinde hem uluslararası planda farklı şekillerde kamuoyuna yansıyor. Kimi örgüt ve girişimler “gazeteci” oluşlarının temel alarak savunu faaliyetlerinde bulunurken, kimileri de “gazetecilik faaliyetleri kapsamında cezaevinde olup olmadıklarını” esas alıyor. Hatta, aynı kriterde yola çıktıkları halde farklı sonuçlar da elde edebiliyorlar. BİA Medya Gözlem Raporu’nda hapisteki gazeteciler, çalıştıkları medya kuruluşunca gazeteci olarak tanıtılanlar, gazetecilik faaliyeti kapsamı itibariyle herhangi bir tespit ve sonuca gidilmeden, Türk Ceza Kanunu veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamında işlem görmeleri dikkate alınarak değerlendirmeye alınıyor.
123 mahpus: 36 sanık, 29 şüpheli, 31 mahkum, 27 hükümlü
Türkiye’de 123 gazeteci, gazetecilik ve politik davalar çerçevesinde 1 Ekim’e hapishanede girdi. Hapishanedeki 123 gazeteciden 36’sı halen yargılanmaktayken, 31’i mahkum olmuş olarak dosyalarını istinaf mahkemesine veya Yargıtay’a taşıyordu; 27’si hükümlüydü; 29’u da hapiste iddianame bekliyordu.
Geçen yılın aynı döneminde 122 gazeteci cezaevindeydi. Mahpus gazetecilerden 75’i Cemaat medyası, 28’i de Kürt medyasını temsil ediyordu.
“FETÖ” davalarında 73 gazeteci hapiste
Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edildiği 20 Temmuz 2016’dan bugüne kadar “Fethullahçı Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması – FETÖ/PDY” ile bağlantılı operasyonlar kapsamında tutuklanan 71 gazeteci ve medya temsilcisi 1 Ekim 2018 itibariyle cezaevindeydi. Daha önce tutuklanmış olan iki gazeteci, darbe girişimi sonrası açılan “FETÖ” davalarına dahil oldu.
Bu kişilerden en az 23’ü “FETÖ yöneticiliği veya üyeliği”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs-darbecilik”, “örgüte yardım”, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanmaya devam ediyor; 29’u mahkum edildi; 19’u da halen soruşturma geçiriyor.
PKK davalarında 36 mahpustan 18’i hükümlü
1 Ekim itibariyle 36 gazeteci ve medya çalışanı, PKK/PYD/KCK gibi örgütlerle bağlantılı olmak suçlamasıyla hapiste bulunuyordu. Bunlardan 18’i “KCK - PKK – DYG üyeliği veya propagandası” davalarında hükümlüyken, 11’i halen yargılanıyordu; 7’si soruşturma geçiriyordu.
Mahpus gazeteciler listesi
“Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması” (FETÖ/PDY)
Yargılama (Yöneticilik/üyelik/darbecilik/örgüte yardım / örgüt üyesi olmamakla birlikte bilerek yardım / örgüt propagandası)
Abdullah Kılıç (Meydan gazetesi köşe yazarı), Ahmet Altan (Taraf gazetesi eski yayın yönetmeni), Ahmet Memiş (Haberdar sitesi haber müdürü), Ahmet Metin Sekizkardeş (Cihan Medya Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı), Ahmet Yavaş (TRT radyosu Erzurum muhabiri), Alaattin Kaya (Zaman gazetesi eski imtiyaz sahibi), Ali Ahmet Böken (TRT Haber Koordinatörü), Ali Akkuş (Zaman gazetesi genel yayın editörü), Ali Ünal (Zaman gazetesi eski başyazarı), Ali Yüce (TRT radyosu yayın müdürü), Ayşe Nazlı Ilıcak (Bugün ve Yarına Bakış gazeteleri yazarı), Ayşenur Parıldak (Zaman gazetesi muhabiri), Aytekin Gezici (Adana’da gazeteci-yazar), Aziz İstegün (Zaman gazetesi eski Diyarbakır bölge temsilcisi), Bayram Kaya (Zaman ve Yeni Hayat gazetesi muhabiri), Bayram Parlak (Diyarbakır Radyo Cihan muhabiri), Behram Kılıç (Zaman gazetesi eski yazarı), Burçin Dokgöz (Zaman gazetesi Çorum muhabiri), Cemal Azmi Kalyoncu (Aksiyon dergisi muhabiri), Cuma Ulus (Millet gazetesi eski yayın koordinatörü), Cumali Önal (Zaman gazetesi eski Arapça servis sorumlusu), Cüneyt Seza Özkan (Samanyolu TV haber yönetmeni), Ece Sevim Öztürk (Çağdaş Ses gazetesi yayın yönetmeni), Emre Soncan (Zaman savunma eski muhabiri), Ercan Gün (Fox TV haber editörü), Erdal Şen (Meydan gazetesi yazı işleri müdürü), Eren Erdem (Karşı gazetesi eski yayın yönetmeni), Ersin Şanlı (TRT yurt haberler müdürü), Faruk Akkan (Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü), Fevzi Yazıcı (Zaman gazetesi görsel yönetmeni), Gökçe Fırat Çulhaoğlu (Türk Solu dergisi yazarı), Gültekin Avcı (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Habip Güler (Zaman gazetesi eski muhabiri), Hakan Aksel (TRT Haber ve Spor Dairesi koordinatör yardımcı ve yapımcı), Halil İbrahim Mert (TRT TV Erzurum kameramanı), Hanım Büşra Erdal (Zaman gazetesi eski muhabiri ve köşe yazarı), Hamza Günerigök (TRT Haber spikeri), Hüdaverdi Yıldırım (Bugün TV ve Can Erzincan TVmuhabiri), Hüseyin Aydın (CİHAN eski muhabiri), İbrahim Balta (Zaman gazetesi eski ekonomi editörü), İdris Okur (CİHAN Çorum muhabiri), İsa Siyi (Haberdar sitesi editörü), İsmail Avcı (Zaman gazetesi muhabiri), Mehmet Gündem (Milliyet gazetesi eski yazarı), Muhammed Sait Kuloğlu (Subuhaber.com imtiyaz sahibi), Muhsin Pilgir (Zaman ve Cihan Ajansı eski muhabiri), Murat Dağdeviren (Demokrat Gebze gazetesi sahibi), Mustafa Erkan Acar (Zaman gazetesi eski haber müdürü), Mustafa Gökkılıç (Radikal ve HaberTürk gazeteleri eski muhabiri), Mustafa Ünal (Zaman gazetesi Ankara eski yayın müdürü), Mutlu Çölgeçen (Millet gazetesi yazı işleri koordinatörü), Mutlu Özay (CİHAN Ajansı muhabiri), Mümtaz'er Türköne (Zaman gazetesi eski yazarı), Nadir Yücel (Çorum Yıldız gazetesi yayın yönetmeni), Nuh Gönültaş (Bugün gazetesi eski köşe yazarı), Nuri Durna (TRT Erzurum muhabiri), Nurullah Kaya (Zaman gazetesi eski Gaziantep Bölge temsilcisi), Oğuz Usluer (HaberTürk TV eski haber koordinatörü), Ömer Özdemir (Zaman gazetesi muhabiri), Sait Gürkan Tuzlu (Cihan Ajansı Cumhurbaşkanlığı muhabirliği), Seyid Kılıç (TRT eski muhabiri), Şeref Yılmaz (Irmak TV yönetim kurulu başkanı), Şirin Kabakçı (Zaman gazetesi. Konya temsilcisi), Turgut Usul (TRT eski muhabiri), Ufuk Şanlı (Vatan gazetesi eski yazarı), Vahit Yazgan (Zaman gazetesi eski İzmir bölge temsilcisi), Yakup Çetin (Zaman gazetesi eski muhabiri), Yalçın Güler (TRT Erzurum muhabiri), Yener Dönmez (Habervaktim sitesi sahibi), Yetkin Yıldız (Aktif Haber sitesi yayın yönetmeni).
Mahkum: Hidayet Karaca (Samanyolu Yayın Grubu başkanı).
Dava aşamasında (Devletin güvenliği ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” ve “Devletin gizli belgelerini tahrip/kullanma): Mehmet Baransu (Taraf gazetesi yazarı).
KCK - PKK - DYG
Hükümlüler (Üyelik veya yöneticilik
Ferhat Çiftçi (Azadiya Welat Antep temsilcisi- 22 yıl, 8 ay), Hamit Dilbahar/Duman (Azadiya Welat yazarı- 16 yıl), Kamuran Sunbat (DİHA Çukurova eski muhabiri- 11 yıl, 11 ay), Kenan Karavil (Radyo Dünya Yönetmeni- 19 yıl, 9 ay), Nuri Yeşil (Azadiya Welat Tunceli temsilcisi- 1 yıl, 7 ay), Seyithan Akyüz (Azadiya Welat Adana temsilcisi- 22 yıl, 6 ay), Şahabettin Demir (DİHA Van muhabiri- 4 yıl), Mikail Barut (Özgür Halk dergisi editörü- 7 yıl 6 ay), Yılmaz Kahraman (Özgür Halk dergisi editörü- 10 yıl hapis), Arafat Dayan (Demokratik Ulus eski sorumlu müdürü- 5 yıl hapis), İdris Sayılgan (DİHA muhabiri – 1 yıl 8 ay hapis), Mehmet Güleş (DİHA Elazığ muhabiri – 9 yıl 4 ay hapis cezası temyizde).
Yargılananlar (Üyelik):Nedim Türfent (DİHA Van muhabiri – 8 yıl 9 ay hapis cezası temyizde), Cebrail Parıltılı (Anadolu Ajansı eski Derik muhabiri), Abdulkadir Turay (DİHA Mardin muhabiri), Ziya Ataman (DİHA Van muhabiri), Serkan Aydemir (Bitlis Aktüel gazetesi muhabiri), Kemal Özer (Evrensel gazetesi Tunceli muhabiri), Kemal Demir (TV10 kameramanı), Haydar Ergül (Demokratik Modernite dergisi editörü), Kemal Sancılı (Özgür Gündem gazetesi imtiyaz sahibi).
Soruşturma aşaması (üyelik):Veli Büyükşahin (TV10 yönetim kurulu başkanı), Veli Haydar Güleç (TV10 yayın kurulu üyesi), Mehmet Ali Çelebi (Özgürlükçü Demokrasi), Reyhan Hacıoğlu (Özgürlükçü Demokrasi), Hicran Urun (Özgürlükçü Demokrasi), Ferhat Parlak (Silvan Mücadele gazetesi sahibi).
KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Hükümlü: Zehra Doğan (JİNHA editörü – 2 yıl 9 ay 22 gün hapis); Sezgin Kartal (Sosyalist Dayanışma dergisi yazı işleri müdürü – 1 yıl 6 ay hapis), Meltem Okyay (DİHA muhabiri - 2 yıl 4 ay hapis), Reyhan Çapan (Özgür Gündem gazetesi sorumlu müdürü - 1 yıl 3 ay hapis), Uğur Akgül (DİHA muhabiri).
KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Hükümlü: Çağdaş Büyükbaş (Aylık Proleter Devrimci Duruş dergisi sorumlu müdürü) – 1 yıl 10 ay 15 gün hapis).
KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / Yargılananlar: Seda Taşkın (Mezopotamya Ajansı muhabiri),
KCK-PKK-DYG üyeliği ve PKK propagandası / soruşturma aşamasında: Mehmet Sıddık Damar (DİHA muhabiri).
Kin ve düşmanlığa tahrik ve hakaret / yargılananlar: İdris Yılmaz (gazeteci).
MLKP
Hükümlüler: Erdal Süsem (Eylül Hapishane dergisi editörü - ömür boyu hapis) ve Hatice Duman (Atılım Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü - ömür boyu hapis).
Yargılananlar (MLKP üyeliği ve propagandası):: İsminaz Temel (ETHA Ajansı editörü)
Yargılananlar (MLKP üyeliği): Ali Sönmez Kayar (ETHA muhabiri)
Soruşturma aşamasında (MLKP üyeliği ve propagandası): Adil Demirci (ETHA Almanya muhabiri)
DHKP
Hükümlü: Mustafa Gök (Emek-Adalet dergisi Ankara temsilcisi - ömür boyu hapis)
Sınır ihlali
Soruşturma aşamasında (Örgüt üyeliği / Sınırı ihlali): Aslı Ceren Aslan (Özgür Gelecek yazı işleri müdürü)
Direniş
Hükümlü: Erol Zavar (Odak dergisi yazı işleri müdürü- ömür boyu hapis)
Ergenekon Mersin/ Türkiye İntikam Birliği Teşkilatı (TİBT) ve İç Örgüt
Hükümlü: Mikdat Algül (Mezitli FM genel yayın yönetmeni - 61 yıl hapis cezası).
TKEP/L
Hükümlü: Sami Tunca (Yeni Evrede Mücadele Birliği Dergisi yazı işleri müdürü – 49 yıl hapis)
Hükümlü (Halkı silahlı isyana teşvik): Murat Çapan (Nokta dergisi yazı işleri müdürü – 22 yıl 6 ay hapis).
Örgüt propagandası (örgüt bilinmiyor)
Hükümlü: Doğan Baran (Odak dergisi yazı işleri müdürü).
TKP / Kıvılcım
Hükümlü (Devlete ilişkin gizli belge yayımlamak): Zeki Kızılkaya (Çukurova Merhaba gazetesi ve Adanapolemik.net sitesi sahibi)
Soruşturma aşamasında (üyelik) : Max Zirngast (Toplumsal Özgürlük, Re:volt ve Jacobin sol dergileri yazarı).
Tutuklamalar
Avusturyalı tutuklandı: Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği,Toplumsal Özgürlük, Re:volt ve Jacobin sol dergilerine yazı yazan Avusturyalı üniversitesi öğrencisi Max Zirngast ve iki şüpheliyi, Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi çalışmalarından bulunmak, çok sayıda yayın bulundurmak ve “TKP Kıvılcım örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutukladı. Hakkında 12 günlük gözaltı süresi verilen Max Zirngast, 9 günlük gözaltının ardından tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne gönderildi (20 Eylül).
Akgül tutuklandı: Mardin'in Kızıltepe ilçesinde sabah saatlerinde babasına ait işyerinde polislerce gözaltına alınan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Uğur Akgül, hakkında verilen 2 yıl 6 ay cezanın kesinleşmesi nedeniyle tutuklanarak Mardin E Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Akgül’e cezanın, Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasakları sırasında yaptığı haberler nedeniyle verildiği ifade ediliyor (8 Ağustos).
Gökkılıç tutuklandı: Eski Radikal ve Habertürk TV muhbiri Mustafa Gökkılıç, 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı ve bazı MİT görevlilerini ifadeye çağırmasıyla ilgili FETÖ/PDY’nin sorumlu tutulduğu komplo iddiasına yönelik operasyondan tutuklandı (19 Temmuz).
Kızılkaya tutuklandı: Adana Çukurova Merhaba gazetesi ve Adanapolemik.net sitesi sahibi Zeki Kızılkaya, devlete ait gizli belgeler paylaştığı ve MİT’le ilgili bir Tweeti nedeniyle daha önce 2 yıl 2 aylık hapis cezası bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı (1 Temmuz).
Tutukluluk şartları
Hapiste temiz su ve hastalık şikayeti: Yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları dolayısıyla 9 aydır tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Seda Taşkın, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki hak ihlalleri ve keyfi uygulamaları yazdığı mektubunda, temiz su verilmediği için ciddi hastalık riskleriyle karşı karşıya olduklarını belirtti (23 Eylül).
Öztürk hücrede: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın 5 Haziran'da İstanbul Başsavcılığı'na şikayetçi olmasından sonra 20 Haziran'da gözaltına alınıp "Üye olmamakla beraber FETÖ/PDY örgütüne yardım" iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ece Sevim Öztürk, "can güvenliği" gerekçesiyle İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutuluyor. Öztürk 15 Temmuz 2016 darbe girişimine yönelik Ordu'ya dair yargı mücadelesini araştırma ve haberleriyle eleştirmişti. Öztürk ile görüşen CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, "Bu ülkenin geleceğine katkıda bulunabilecek bir takım objektif çalışmalar yargının önüne bir suçmuş gibi itiliyor. Hücrede tutulması da oldukça tuhaftır" dedi.
Gözaltılar
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde yedi gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerden 5’i “Kürt Sorunu” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşadı.
Geçen yılın aynı döneminde 14 gazeteci veya medya çalışanı gözaltına alınmıştı. Gazetecilerden yedisi “Kürt Sorunu”, dördü de “FETÖ” bağlantılı soruşturmalar çerçevesinde gözaltı yaşamıştı.
2017 yılının tamamındaysa 31’i Fethullah Gülen Cemaati'ne yakın medya kuruluşlarında, 20’si Kürt medyasında çalışan, beşi uluslararası medya temsilcisi toplam 85 gazeteci gözaltına alınmıştı. Darbe girişiminin yaşandığı, OHAL’ın uygulamaya girdiği 2016’da bu sayı 201 idi.
Devrim’e gözaltı: Kocaeli'nin Körfez ilçesinde oğluna okul kıyafeti alamadığı için intihar eden işçi İsmail Devrim'in haberini yaptıktan sonra hedef gösterilip gözaltına alınan gazeteci Ergün Demir, savcılığın “adli kontrol” şartıyla serbest bırakılmasıyla sevk edildiği hakimlikçe buna gerek olmaksızın serbest bırakıldı (24 Eylül).
Kılıç’a darp ve gözaltı: AFP foto-muhabiri Bülent Kılıç, İstanbul’daki üçüncü havalimanının yapımında çalışan işçilerin gözaltına alınmasına yönelik Kadıköy’de düzenlenen protesto eyleminin başlangıcında darp edilip gözaltına alındı. Polis otobüsünde ters kelepçe takılan Kılıç İskele Karakolu’nda iki saat gözaltında tutulduğu halde “Alındığı yerde bırakılmıştır” şeklinde bir tutanak düzenlenerek serbest bırakıldı (15 Eylül).
Terkoğlu’na gözaltı: Odatv haber sitesi haber müdürü Barış Terkoğlu'na, Beşiktaş Belediyesi’ne dair bir haberle ilgili İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dava çerçevesinde ifadesi alınmadığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Yasaların kendisine tanıdığı haklar çerçevesinde görev yaptığı ifade eden Terkoğlu, ifade verdikten sonra serbest bırakıldı (10 Eylül)
Eren ve Akın’a gözaltı: İstanbul Beyoğlu’da düzenlenen 700. Cumartesi Anneleri buluşmasına 12 Eylül döneminde kaybedilen abisi Hayretin Eren’i yetkililerden sormak için katılan DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren gözaltına alındı. Eren, sağlık muayenesinden sonra serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında Yeni Yaşam gazetesi yazı işleri müdürü Osman Akın da vardı (25 Ağustos).
Çağlar’a gözaltı: Mezopotamya Ajansı muhabiri Ergin Çağlar, Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesi’nde jandarmanın yol kontrolü sırasında “hakkında arama kararı var” denilerek gözaltına alındı; ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı (24 Temmuz).
Oruç’a gözaltı: Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin örgüt üyeliği”nden yargılayan tahliye kararından sonra Elazığ T Tipi Cezaevi kapısında gözaltına alınan gazeteci Şerife Oruç serbest bırakıldı. Oruç’un, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin kaldırılmayan bir yakalama kararı nedeniyle gözaltına alındığı bildirildi (9 Temmuz). “
Tahliyeler
Duran'a "Adli Tıp" tahliyesi: Adli Tıp Kurumu, KHK ile kapatılan Radyo Rengin'in çalışanı, yüzde 93 engelli tutuklu gazeteci Metin Duran için sağladığı "Cezaevinde kalamaz" raporu üzerine tahliye edildi. Mardin'in Kızıltepe'de yayın yapan radyoda çalışırken, daha önce verilen cezanın onandığı gerekçesiyle 30 Mart'ta tutuklanan Duran'ın yürüyemediği, konuşamadığı ve hafızasını yitirdiği ifade ediliyordu (17 Eylül).
Erbekler, Çay ve Demir'e tahliye: Şanlıurfa'da 3 Eylül 2016'de KHK ile kapatılan Radyo Karacadağ çalışanı Salih Erbekler, "Örgüt üyeliği" şüphesiyle yürütülen soruşturma sonunda tutukluluğunun 23 ayında tahliye edildi. Haklarında "gizlilik kararı" altında yürütülen ve radyoda çalan müzikler ve programların suçlama konusu yapıldığı ifade edilen soruşturma sürecinde Demir ve Çay da, farklı tarihlerde tahliye edildi (10 Eylül).
Güneş'e tahliye: Iğdır Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Haziran'da polislerce Şırnak'ta gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece "örgüt propagandası" iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri Berzan Güneş, ilk duruşmada tahliye edildi (7 Ağustos).
Öner'e tahliye: Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Nisan günü gözaltına alınıp "örgüt üyeliği"nden tutuklanan, KHK ile kapatılan DİHA muhabiri Gökhan Öner ile dört sanığı yargılamaya başladı. Mahkeme, tek tutuklu sanık olan Öner'i de tahliye etti (27 Temmuz).
Cuştan'a tahliye: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, "MLKP üyeliği ve propagandası"ndan ve 15 yıla kadar hapis istemiyle yargıladığı ETHA Ajansı muhabiri Havva Cuştan'ı tutuksuz yargılamak üzere tahliye etti (16 Temmuz).
Oruç'a tahliye: Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, "örgüt üyeliği"nden yargıladığı kapatılan DİHA muhabiri Şerife Oruç'u Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşma sonunda denetimli serbestlik ile tutuksuz yargılanmak üzere tahliye etti. Yargılama 27 Kasım'da sürecek (9 Temmuz).
Alkan ve Karayeğen'e tahliye: Zaman gazetesi davasında "darbeye iştirak"tan ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan köşe yazarı Ahmet Turan Alkan ve İbrahim Karayeğen, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "FETÖ üyeliği"nden sırayla sekiz yıl dokuz yıl ve dokuz yıl hapis cezalarına mahkum edildikten sonra tahliye edildi (6 Temmuz).
Saldırı, Tehdit ve Engellemeler
2018’in Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde 13 haberci saldırıya uğradı; ikisi de tehdit edildi. Saldırıya uğrayanların dokuzunun durumunda polis fail olarak gündeme geldi.
Geçen yılın aynı döneminde 1 Suriyeli kadın gazeteci öldürülmüş, en az iki gazeteci fiziki şiddet, altısı tehditle karşılaşmış; biri saldırı girişimi yaşamıştı. Bir gazete sözlü; bir haber sitesi de siber saldırıya uğramıştı.
2017 yılının tamamındaysa bir Suriyeli kadın gazeteci İstanbul’da öldürülmüş, 20 gazeteci, bir gazete ve bir yayınevi saldırıya uğramıştı. Ayrıca, 12 gazeteci ve beş medya kuruluşu da tehdit edilmiş, beş haberci de sözlü saldırıya maruz kalmıştı.
Afşin ve Küçük’e saldırı: Dokuz8haber.com sitesi muhabirleri İrem Afşin ve Süha Küçük, Cumartesi Annelerinin 704. Haftasında İstanbul Beyoğlu’ndaki eylemini izlemeye çalışırken polis şiddetiyle kolundan yaralandı. Gazeteciler, aldıkları sağlık raporlarıyla suç duyurusunda bulundu (22 Eylül).
Doğan’a saldırı: Zonguldak - Ankara karayoluna yakın bir bölgede işletilen maden ocağında meydana gelen göçük olayını takip eden İhlas Haber Ajansı (İHA) Zonguldak muhabiri Barış Doğan’a beş-altı kişilik bir grup tekme ve yumrukla saldırdı. Hastaneye giderek tedavi görev Doğan’ın kamerası da kırıldı (21 Eylül).
Kılıç’a darp ve gözaltı: AFP foto-muhabiri Bülent Kılıç, İstanbul’daki üçüncü havalimanının yapımında çalışan işçilerin gözaltına alınmasına yönelik Kadıköy’de düzenlenen protesto eyleminin başlangıcında darp edilip gözaltına alındı. Polis otobüsünde ters kelepçe takılan Kılıç İskele Karakolu’nda iki saat gözaltında tutulduğu halde “Alındığı yerde bırakılmıştır” şeklinde bir tutanak düzenlenerek serbest bırakıldı (15 Eylül).
Mısır’a saldırı: Trabzon Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve Kuzey Ekspres Gazetesi’nin Spor müdürü Hamza Mısır, gece 01.30 sularında gazeteden çıkıp aracına yönelirken üç kişinin saldırısına uğradı. Hastaneden darp raporu da alan gazeteci ve eski hakem Hamza Mısır, karakolda suç duyurusunda da bulundu (2 Eylül).
Altı haberciye polis saldırısı: İstanbul Beyoğlu'da Cumartesi Anneleri için düzenlenen 700. eylemi izleyen Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabiri Özgür Deniz Kaya, röportaj yaptığı sırada, bir polis memurunun gazlı mermi ateşlemesi üzerine bacağından yaralandı. Gazeteci Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden darp raporu da aldı. Eylemleri izleyen Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun, gazeteci Elif Akgül, Dokuz8haber.com sitesi editörü Eda Narin, Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri Melike Ceyhan ve gazeteci Hayri Tunç de polisin gazlı, plastik mermili ve tekmeli saldırısına uğradı (25 Ağustos).
Geçgel’e saldırı: Antalya’da gazeteci Koray Geçgel, akşam saatlerinden Kale Çizgisi adlı spor programını sunduğu Koza TV kanalına giderken kimliği belirsiz kişilerin saldırısına uğradı. Saldırı sonrası kanala zorlukla giden ve ardından hastaneye kaldırılan Geçgel’in sağ köprücük kemiğinde ve burnunda kırıklar tespit edildi. Demirci Kara Polis Karakolu’na giderek şikayetçi olan gazeteci, saldırının eleştirileri nedeniyle yapıldığını ancak kimin gerçekleştirdiğini bilmediğini söyledi (13 Ağustos).
Gönültaş’a tehdit: Gazeteci Hale Gönültaş, IŞİD’in yaklaşık iki ay önce Ankara’da Ezidi bir kız çocuğu sattığını ve halen 3 bin 500 Ezidi kadının kayıp olduğunu yazdığı haberi nedeniyle cep telefonundan “Bu memlekete cihat gelecek. Ayağını denk al” sözleriyle tehdit edildi (31 Temmuz).
Paksoy’a tehdit: Şırnak Uludere’de iki yıl önce korucubaşının uzman çavuş olan oğlu ile bir başka uzman çavuş ve şoförün 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmalarını açığa çıkaran MA muhabiri Özgür Paksoy, şüphelilerin yakınlarınca tehdit edildi (30 Temmuz).
Kılıç’a saldırı: Kütahya'da, bir trafik kazası sonrasında haber yapmak için olay yerine giden DHA muhabiri Oğuzhan Kılıç’a, yaralıların yakınları saldırdı. Fotoğraf makinesi ve kamerası da zarar gören muhabir şikayetçi oldu (26 Temmuz).
Hak arama ve cezasızlık
Türkiye'de bir yıl tutuklu kaldıktan sonra Şubat'ta tahliye edilen Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel'in Türkiye aleyhine açtığı 2.9 milyon TL’lik tazminat davası “dava şartları oluşmadığı” gerekçesiyle reddedildi. Gazeteci-yazar Seray Şahiner’in Bursa’daki otel odası basılarak gözaltına alınmasıyla ilgili şikayetinde takipsizlik kararı verildi. Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı haberleştirirken 10’un aşkın gazetecinin güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğramasıysa 28 aydır cezasız.
Gazeteci Haydar Meriç’in kaçırılması ve öldürülmesi, çok sayıda kişinin telefonlarının hukuka aykırı şekilde dinlenmesiyle ilgili 143 polise ilişkin yargılamalar sürüyor.MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle 4 bin TL manevi tazminata mahkum edildi.
Saldırı 28 aydır cezasız: Onu aşkın gazetecinin,Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 8 Haziran 2016’daki bombalı saldırıyı izlerken güvenlik kuvvetlerinin ve bir grubun saldırısına uğraması cezasız kaldı. Emniyet ve savcılığa verdikleri üç ifadeyle sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep eden gazeteciden, olaydan sekiz ay sonra adli tıp raporu istenmişti. AFP muhabiri Mahmut Bozarslan “Burada çekim yapamazsınız” diyen bir grubun saldırısına uğradı; Saldırılarda Reuters foto muhabiri Sertaç Kayar belinden, BBC Türkçe Servisi’nden Hatice Kamer başından, Bozarslan ise gözünden yaralanmıştı. Midyat Devlet Hastanesi’ndeki tedavilerine yardımcı olan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Veysi İpek ve bölgede bulunan DHA Nusaybin muhabiri Ahmet Akkuş ve görev yapan TRT Kurdi muhabirleri Bayram Bulut ve Bilal Akyıldırım’ın de aralarında olduğu 10 gazeteci daha sivil polis ve bir grubun saldırısına uğramıştı (30 Eylül).
Yücel’in tazminatına ret: İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye'de bir yıl tutuklu kaldıktan sonra Şubat'ta tahliye edilen Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel'in Türkiye aleyhine açtığı 2.9 milyon TL’lik tazminat davasını “dava şartları oluşmadığı” gerekçesiyle reddetti. Gerekçeli kararın çıkması birkaç hafta alabilir (25 Eylül).
Telekulak davası Eylül’e kaldı: Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ/PDY faaliyetleri” kapsamında siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve girişimci dahil birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla 41'i tutuklu 210 kişiyi yargılıyor. Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün'ün de yargılandığı davada daha önce, Salim Doğan Zengin, Doğan Tombul, Bayram Ali Devecioğlu, Tülay Çebi Üçgül, Murat Ahmetoğlu, Mehmet Dündar, Murat Akkul ve Yasin Köse tahliye edilmişti (19-20 Eylül).
Meriç cinayetine dava: Kırklareli’nde gazeteci Haydar Meriç'in, Fethullah Gülen’ı eleştiren kitap yazacağını açıklamasından sonra kaçırılması, cesedinin 18 Haziran 2011’de Düzce Akçakova kıyılarında bulunmasıyla ilgili cinayet davası Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Emniyet müdür ve personeli ile örgüt lideri Fetullah Gülen'in de bulunduğu 40 sanık yer alıyor. Suçlamalar arasında, “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “hukuku aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”, “darbecilik” de yer alıyor. Kırklareli Emniyet Müdürlüğü, Haydar Meriç ve diğer müştekiler hakkında 2010, 2011 ve 2012 yıllarında düzenlenen istihbarat raporlarının gizlilik içerdiği gerekçesiyle gönderilmeyeceğini bildirdi. Dava, 10 Ekim’e kaldı (1 Eylül).
Turan’a hakarete ceza: İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi, Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ı 4 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi (5 Temmuz).
Bir buçuk yılda “takipsizlik”: Bursa’da üç erkek polisin odasını basarak gözaltına aldığı gazeteci, yazar Seray Şahiner’in şikâyeti “kovuşturmaya yer olmadığı” gerekçesiyle dava açılmadı. Bursa Başsavcılığı’nın 20 Nisan 2018 tarihli kararı 3 Ağustos’ta kamuoyuna yansıdı (3 Ağustos).
Soruşturmalar, Açılan / Süren Davalar, Kararlar
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde 12 gazeteci veya medya temsilcisi “darbeye iştirak” suçlamsıyla toplam 35 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyordu. 11’i bu suçlamadan beraat etti. “Casusluk” veya “Devlete ait gizli belgeleri temin ve yayımlamak” iddiasıyla 10 gazeteci toplam 1 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet ve 454 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bu davalardan biri beraatle sonuçlandı. “Devletin birliğini bozmak” iddiasıyla 10 gazeteci toplaö 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle karşı karşıya bulunuyor.
Bu dönemde 125 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 1.912 yıl hapisle yüz yüze kaldı. Bunlardan 13’ü toplam 114 yıl hapse mahkum edilirken 16’sına açılan dava yeniydi.
Söz konusu üç ay içerisinde 60 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası” veya “örgüt açıklamalarına yer vermek” gerekçeleriyle toplam 423 yıl hapis istemiyle yargılandı; Beşi toplam 15 yıl hapisle cezalandırılırken ikisi aklandı; 10’una davaysa yeniydi.
Yedi gazeteci, “kin ve düşmanlığa tahrik”ten toplam 10 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanırken biri ertelemeli 6 ay hapse mahkum edildi. Birine dava yeni açılmıştı. Altı haberci hakkında, “devlet kurumlarını aşağılamak” suçlamasıyla 12 yıl hapis cezası istendi; üçü aklanırken biri 6 ay hapse mahkum edildi. Bir haberciye halen TCK’nın 301. Maddesi temelinde soruşturma geçiriyor. Öte yandan, altı gazeteci de biri yeni olan davalar kapsamında “suç ve suçluyu övmek”ten 12 yıl hapisle yargılandı.
Dört gazeteci, “Suç işlemeye alenen tahrik” gerekçesiyle toplam 20 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bu davalardan biri yeniydi. İki haberci, “soruşturmanın gizliliğini ihlal”den altı yıl hapis; biri “haberleşmenin gizliliğini ihlal”den üç yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Üç yıl hapisle yargılanan bir gazeteci de, “özel hayatın gizliliğini ihlal”den ertelemeli 10 ay hapisle cezalandırıldı.
22 medya çalışanı “görevli memura karşı direnmek”ten toplam 66 yıl hapisle yargılanırken üçü de Basın Kanunu’ndaki “kimliğin açıklanmaması”na dair hüküm gerekçe gösterilerek toplam 30 bin TL adli para cezasına mahkum edildi.
Tüm bu suçlamalardan hepsinde 247 gazeteci için istenen cezaların toplamı 46 ağırlaştırılmış müebbet, 1 müebbet hapis, 2 bin 855 yıl 6 ay hapis ve 30 bin TL adli para cezası oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
Turay’a 9 yıl hapis: Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Savur İlçesi’nde 9 Mayıs 2016 tarihinde “PKK üyeliği” iddiasıyla tutuklanan KHK ile kapatılan DİHA Ajansının muhabiri Abdulkadir Turay’ı dokuz yıl hapse mahkum etti. Aynı davadan yargılanan diğer dokuz sanığa da toplam 65 yıl 3 ay hapis cezası verildi (28 Eylül).
Güreş’e dava: Gaziantep 9. Asliye Ceza Mahkemesi, FETÖ soruşturmasından tutuklanan bir inşaat şirketi sahibinin ifadelerini yayımladığı için Ağustos 2017’de iki hafta tutuklu kalan Gaziantep Ayıntap gazetesi yazarı Murat Güreş’i “soruşturmanın gizliliğini ihlal”den (TCK 285. Maddesi) yargılamaya devam etti, dijital malzemelerin iadesini reddetti. Gelecek duruşma 19 Şubat’ta (27 Eylül).
Kayar’a TMK beraati: Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerinde çektiği fotoğrafta iki polis memurunun yüzü gözüktüğü gerekçesiyle “terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermek” ile suçlanan Sputnik ve Reuters Ajansı foto muhabiri Sertaç Kayar’ı “suçun unsurları oluşmadığı” için beraat ettirdi. Kayar, duruşmadaki ifadesinde, “Çalıştığım bu kurumların ilkeleri gereği de böyle bir suçlamaya yol açacak bir çabam olmamıştır” dedi. Savcı da esas hakkında mütalaasında “terörle mücadelede görev alanların hedef gösterilmesi” suçunun unsurlarının oluşmadığını belirtti. Mahkeme de, bu görüş doğrultusunda Kayar’ı akladı (26 Eylül).
Altanlar ve Ilıcak’ın temyiz davası: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, yerel mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak dahil altı sanığın dosyasının incelemesini sürdürdü. Savcı, yerel mahkemenin “Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs” iddiasıyla verdiği ağırlaştırılmış müebbet cezalarının onanmasını talep etti. Daire, esas hakkında savunmaların yapılması için temyiz yargılamasını 2 Ekim’e bıraktı. Akademisyen ve köşe yazarı Mehmet Altan, 27 Haziran’da, Anayasa Mahkemesi’nin kararına dayanılarak tahliye edilmişti (21 Eylül).
Uludağ’a 301 soruşturması: İstanbul Basın Savcılığı, ABD’li Rahip Brunson’un cezaevinden ev hapsine alınmasının “yargının değil siyasetin inisiyatifi”nde olduğunu yazan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ hakkında, “yargı organlarını aşağılamak” şüphesiyle soruşturma başlattı. Uludağ, TCK’nın 301. Maddesinden ifade verecek (21 Eylül).
Erdem’e dava ve tutuklama: İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekilli sona eren Eren Erdem, yayın yönetmenliği yaptığı Karşı gazetesinde 17-25 Aralık 2013 döneminde, özellikle Fethullah Gülen örgütünün yargıdaki kadrolarının sorumlu tutulduğu yolsuzluk operasyonlarını haberleştirdiği gerekçesiyle 19 Eylül’de yargılamaya başlayacaktı. Ancak mahkeme, “başka bir dosyayla birleştirme”yi gerekçe göstererek duruşmayı erteledi. Erdem’in “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım”, “gizli tanığı deşifre etmek” ve “soruşturmanın gizliliğini ihlal” iddiasıyla 22 yıla kadar hapsi isteniyor (19 Eylül).
Hayatın Sesi’ne TMK davası: İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonunun sorumlu müdürü Gökhan Çetin, şirket ortakları Mustafa Kara veİsmail Gökhan Bayram’ı zincirleme “IŞİD, TAK ve PKK propagandası yaptıkları” iddiasıyla 3 yıl 9’ar ay hapis cezasına mahkum etti. Üç televizyon yetkilisi ve avukatları, esas hakkında savunmalarında IŞİD veya PKK haberleri yapılması nedeniyle gazetecilerin bu örgütlerle özdeşleştirilemeyeceğini ifade ettiler; “terör propagandası” suç vasıflarının bulunmadığı ve bu nedenle gazeteciliğin cezalandırılamayacağını savundular. Gazete avukatları, kararı temyiz edeceklerini açıkladı (19 Eylül).
Karakaş’ın TMK davası: Sosyal medyada TSK’nın Afrin’e yönelik operasyonunu eleştirdiği için 23 Ocak gecesi İstanbul’da gözaltına alınıp üç ay hapiste tutulduktan sonra tahliye edilen Halkın Nabzı gazetesi yayın yönetmeni ve Artı Gerçek sitesi yazarı İshak Karakaş, “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılanmaya devam etti. Sanıklara adli kontrol olarak uygulanan imza yükümlülüğünü kaldıran İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 sanıklı davada yargılamaya 20 Kasım’da devam edecek (18 Eylül).
Yedi haberciye TMK davası: Diyarbakır Başsavcılığı, “Kuşatmanın adı ‘Bayrak 12’, başındaki isim Musa Çitil” başlığıyla Şubat 2016’da yayınlanan haberi sosyal medya hesaplarında paylaşarak “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterdikleri” iddiasıyla KHK ile kapatılan DİHA’nın Haber Müdürü Ömer Çelik, DİHA muhabirleri Çağdaş Kaplan, Hamza Gündüz, Selman Çiçek ve gazeteci A. Vahap Taş ile haberi, kapatılan Özgür Gündem gazetesinin resmi sosyal medya hesabında paylaşan gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve gazetenin İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı hakkında üç yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İddianamede ayrıca, DİHA muhabiri Selman Çiçek hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Haberciler Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Ekim’de yargılanacak (15 Eylül).
Altı haberciye Red Hack davası: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı iken Red Hack tarafından ele geçirilen kişisel e-posta hesabındaki bilgileri haberleştirdikleri gerekçesiyle altı gazeteciyi yargılamaya devam etti. İddianamede Diken Haber editörü Tunca Öğreten, “FETÖ ve DHKP-C’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, ETHA haber müdürü Derya Okatan, Yolculuk gazetesi sorumlu müdürü Eray Sargın, DİHA muhabiri Metin Yoksu ve DİHA haber müdürü Ömer Çelik “örgüt propagandası”, BirGün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat ise ‘örgüt üyeliği’yle suçlanıyor. Son duruşmada gazetecilere yönelik yurtdışı yasağının kaldırılmasını reddeden mahkeme dijital materyallerin iade edilmesi talebini de kabul etmedi. Duruşmaya mazeretsiz olarak gelmeyen ve haklarında vareste tutulma kararı bulunmayan Ömer Çelik ve Metin Yoksu'nun bir sonraki duruşmaya zorla getirilmelerine karar verildi. Heyet dijital inceleme için beklenen bilirkişi raporunun henüz dosyaya gelmemesini gerekçe göstererek duruşmayı 8 Ocak'a erteledi (13 Eylül).
Polat’a “gizlilik” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etme” suçlamasıyla yargılanan Evrensel gazetesi eski sorumlu müdürü Fatih Polat’ın duruşması ise 6 Aralık’a gün verdi. Gazeteci, eski Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile dönemin TBMM Anayasa Komisyon Başkanı Burhan Kuzu’ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını 2010’da “Vekilleri fitiller bu işi çözerim” başlıklı haberle gündeme getirmişti. Mahkeme, haberin çıktığı 22 Şubat 2010 tarihinden önce Evrensel gazetesinde davaya konu haberle ilgili yayın yapılıp yapılmadığı hususunda dosyanın bilişim uzmanı bilirkişiye gönderilmesine karar verdi (13 Eylül).
Taşkın için ceza istendi: Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, dokuz aydır Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Seda Taşkın’ın “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası”ndan cezalandırılmasını talep etti. Taşkın SEGBİS yoluyla duruşmaya katılırken avukatları Ebru Akkal ve Rıdvan Konak, “İsmini vermek istemeyen bir kişinin ihbarı sonucu bu soruşturma başlatıldı. İhbar maili [email protected] uzantılıdır. İsmini vermek istemeyen kişi maili atmamıştır. Bu tamamen hukuksuzdur. Usule aykırı bir soruşturma verilmiştir ” dedi. Tahliye talebini reddeden mahkeme yargılamaya 10 Aralık’ta devam edecek (12 Eylül).
Özgürlükçü Demokrasi davası: Kapatılarak mallarına el konulan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 6’sı tutuklu 14 çalışanının İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın ilk duruşmasında sadece gazete çalışanı Pınar Tarlak tahliye edildi. 6 Nisan günü ise Özgürlükçü Demokrasi gazetesi imtiyaz sahibi İhsan Yaşar ve Sorumlu Yazı işleri müdürü İshak Yasul, “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklandı. 10 Nisan’da ise gazete editörleri Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu, Hicran Urun ve gazete çalışanı Pınar Tarlak tutuklanmıştı (12 Eylül).
Şahin ve Gayıp’a tahliye yok : İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Nisan’da tutuklanan Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Semiha Şahin ve muhabiri Pınar Gayıp ile birlikte dört kişinin tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye yönünde karar çıkarmadı. Şahin “Örgüt üyeliği ve propaganda", Pınar Gayıp ise "Örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklu bulunuyor. Dava 5 Aralık’ta sürecek (10 Eylül).
Zarakolu için “Kırmızı Bülten”: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 2011 yılında Barış ve Demokrasi Partisinin Siyaset Akademisinde yaptığı konuşma nedeniyle, ‘terör örgütüne yardım ve yataklık’ suçlamasıyla Evrensel gazetesi yazarı ve yayıncı Ragıp Zarakolu hakkında kırmızı bülten kararı aldı. 2013’ten beri İsveç’te yaşayan Zarakolu ile ilgili 6 Temmuz’da alınan karar Eylül’de gündeme geldi. Oysa ki mahkeme 4 Haziran’da, Zarakolu hakkındaki yakalama kararını kaldırmıştı (7 Eylül).
Yavuzel’e ertelemeli hapis: İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesi, Gerçek Gündem sitesi haber müdürü olduğu dönemde AKP’li eski Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonları sırasında ortaya çıkan tapelerini yayınladığı gerekçesiyle gazeteci Kemal Yavuzel’i “özel hayatın gizliliği” gerekçesiyleertelemeli 10 ay hapse mahkum etti. CHP İstanbul eski Milletvekili ve Gerçek Gündem eski Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş da, artık milletvekili olmadığı için, bu dosyadan yeniden yargılanacak (7 Eylül).
KCK Basın davası: İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 46 Kürt medya çalışanını “KCK Basın Komitesi’ne üye olmak” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Tutuksuz yargılanan medya çalışanlarının pasaportlarına uygulanan el koyma işleminin kaldırılmasına karar verildi. 15 yıl hapis istemiyle yargılanan sanıklar arasında Davut Uçar, Ertuş Bozkurt, Mazlum Özdemir, Çağdaş Kaplan, Sadık Topaloğlu, Turabi Kişin, Evrim Kepenek, Ayşe Oyman, Selahattin Aslan, Güneş Ünsal, Sibel Güler, Hamza Sümeli ve Çağdaş Ulus da bulunuyor. Yargılama 11 Ocak 2019’ta devam edecek (7 Eylül).
Hürtaş ve Demir’e TMK davası: Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Afrin Operasyonu’na dair sosyal medya paylaşımları ve haberlerinden sorumlu tuttuğu Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş ile gazeteci Hayri Demir’i “örgüt propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla yargılamaya başladı. Demir, üç Twiti nedeniyle yargılanırken Hürtaş, 23 Ocak 2018 tarihinde Artı TV’de yaptığı Özel Yayında, AKP eski Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal ve vekilliği düşürülen HDP Milletvekili Osman Baydemir’le röportaj yapmıştı. Mahkeme, Ankara Emniyeti’ne suçlama konusu Twitlerin tarihlerine ilişkin rapor isteyecek. 10'ar yıl 6'şar aya kadar hapsi istenen iki haberci, 22 Kasım’da yargılanmaya devam edecek (6 Eylül).
Ilıcak’a ikinci müebbet istendi: İstanbul 26.Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, 2 Ocak 2015 tarihinde Bugün Gazetesi'nde Tahşiyeciler grubuna ilişkin kaleme aldığı yazısında, “imha edilmiş gizli ibareli belgenin içeriğine yer verildiği, gizli ibareli bu belgeyi basın kuruluşlarına dağıttığı” gerekçesiyle tutuklu gazeteci Nazlı Ilıcak hakkında “Siyasi ve askeri casusluk” iddiasıyla müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. SEGBİS sistemiyle duruşmaya Bakırköy Kadın Cezaevi’nden bağlanan gazeteciye, “Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak” suçlamasına karşı son savunmasını sunmak için 9 Ekim‘e kadar süre verildi (6 Eylül).
Polat’a eski davadan ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 2013’te Evrensel gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü iken “süreli yayınlarda kimliğin açıklanması” suçlamasıyla ertelemeli 10 bin TL ceza alan yayın yönetmeni Fatih Polat’ı, denetim süresinde başka bir suçtan cezası kesinleşince ilk davadan yeniden yargıladı ve gazeteciye ertelemeli 10 bin TL adli para cezası verdi. Polat’a, “Lise öğrencisine ders ortasında gözaltı” başlıklı 23 Mayıs 2012 tarihli haberden verilen ceza İstinaf Mahkemesi’ne taşındı (6 Eylül).
Ünal’a FETÖ davası: Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Zaman gazetesi başyazarı Ali Ünal’ı köşe yazıları nedeniyle “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “FETÖ/PDY yöneticiliği veya üyeliği” suçlamalarıyla yargılamaya devam etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mağdur sıfatıyla şikâyetçi olduğu davada Ünal’ın iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29,5 yıla kadar hapsi isteniyor. Ünal’ın “Kakao Talk” gizli görüşme programını kullandığı, Gülen'in talimatıyla Bank Asya'ya yaklaşık 120 bin lira yatırdığı ileri sürüldü. Geçen yıl Eşme’de saklandığı bağ evinde yakalandıktan sonra tutuklandığı ifade edilen Ünal’ın, örgütü yöneten Fethullah Gülen ile doğrudan irtibatlı olduğu, kitaplarının çevirisini yaptığı, örgütün medya yapılanmasında yer aldığı, 46 kez yurt dışına çıktığı, bu yurt dışı gezilerinin büyük bölümünde Gülen ile görüştüğü iddia ediliyor. Ünal, 14 Kasım duruşmasında son savunmasını hazırlayacak (5 Eylül).
Tutuklu Sağındık’a ev hapsi: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Zaman gazetesi eski editörü Uğur Sağındık’ı “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklu yargıladığı davada haberciyi ev hapsi şartıyla tahliye etti. Sağındık, Antalya Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 27 Nisan’da tutuklanmıştı (5 Eylül).
Dündar ve Altay’ın “Gündem” davası: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılmadan önce Özgür Gündem gazetesi için dayanışma kampanyasına katılan gazeteci Can Dündar ve sinemacı Veysi Altay’ı yargılamaya devam etti. Sanıklar, “Örgüt propagandası yapmak”, “Terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak”, “Suçu ve suçluyu övmek”ten yargılanıyorlar. Mahkeme, Dündar’ın talimatlı ifadesinin alınması için Almanya yetkililerinden yanıt bekliyor. Yargılama 31 Ocak 2019’a kaldı (4 Eylül).
Parlak’a dava: Diyarbakır Silvan’da “örgüt üyeliği” suçlamasıyla Nisan’da tutuklanan ve Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderilen Silvan Mücadele Gazetesi Sahibi Ferhat Parlak, 2015’te ilçede ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında çatışmaları haberleştirdiği için yargılanıyor. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan ve 27 yıla kadar hapsi istenen Parlak, “Suç işlemeye alenen tahrik etme”, “Suçu ve suçluyu övme”, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme”, “Halkı kanunlara uymamaya tahrik”, “Örgüt propagandası yapma” ve “Örgüt üyesi olmak” ile suçlanıyor (4 Eylül).
Yedi haberciye “FETÖ”den ceza istendi: Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Zaman gazetesi Antalya muhabiri Serhat Şeftali, Zaman gazetesi editörü Recai Morkoç, Zaman gazetesi muhabiri Osman Yakut, Zaman eski muhabiri Ömer Özdemir, Bizim Antalya haber sitesi sahibi Olgun Matur, Zaman ve Cihan Haber Ajansı muhabirleri Kenan Baş ve Cihat Ünal’ı tutuksuz yargılamaya devam etti. Mahkeme savcısının sanıklar için “FETÖ üyeliği”nden 15 yıla kadar hapis cezası istediği dosyada, üç tanığın dinlenmesi kararı alındı. Ayrıca, Eagle adlı programa ilişkin Emniyet raporu da bekleniyor. Yargılamaya 12 Ekim’de devam edilecek (1 Eylül).
Öztürk’e “FETÖ’ye yardım” davası: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın 5 Haziran’da İstanbul Başsavcılığı’na şikayetçi olmasından sonra 20 Haziran’da gözaltına alınıp “Üye olmamakla beraber FETÖ/PDY örgütüne yardım” iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ece Sevim Öztürk, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 Kasım’da yargılanmaya başlayacak. Gazeteci, “can güvenliği” gerekçesiyle İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutuluyor. Öztürk 15 Temmuz 2016 darbe girişimine yönelik Ordu’ya dair yargı mücadelesini araştırma ve haberleriyle eleştirmişti (28 Ağustos).
Tolu’ya adli kontrol kalktı: İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, MLKP üyelerinin cenaze törenlerini izlediği, evinde Marksist Teori dergisi bulundurduğu gerekçesiyle tutuklanan ve Aralık 2017’de tahliye edilen ETHA Ajansının çevirmeni Meşale Tolu hakkındaki yurtdışı yasağını da kaldırdı. Tolu, 18 sanıklı davada “MLKP örgütü üyeliği”nden yargılanıyor. Gelecek duruşma 16 Ekim’de (20 Ağustos).
Kabakçı’ya “FETÖ” davası: İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ üyeliği” suçlamasıyla yargıladığı, Konya Cezaevi’nde bulunan Zaman gazetesi Konya temsilcisi Şirin Kabakçı’yı yine tahliye etmedi. Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Şirin Kabakçı savunmasında, Zaman gazetesinde çalıştığı süre boyunca gazetecilik görevini yerine getirdiğini ve hukuka aykırı hiçbir iş veya eylemde bulunmadığını ifade etti. Avukatı Cumali Atalay ise Kabakçı'nın kayyum atandıktan sonra dahi Zaman gazetesinde çalışmaya devam ettiğini ve bu durumun sigorta kayıtlarıyla tespit edilebileceğini belirtti. Yargılama 9 Ekim’de sürecek (16 Ağustos).
Gündem’in “FETÖ” davası: İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, gazeteci yazar Mehmet Gündem’i “FETÖ üyeliği”nden yargılamaya tutukluluğunun 10. ayında başladı. Avukatları iddianamede somut delil bulunmadığını savunurken Gündem de telefonunda Bylock bulunduğunun kanıtlanamadığını ifade ederek tahliye ve beraat istedi. Mahkeme, Emniyetten Bylock raporunun istenmesine karar verdi. 1 Kasım 2017’de Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan Gündem, “Gerekli izinler çıkmadığı babamın cenazesine katılamadım. Geçen dokuz ay çok uzun bir süreçti. Tedbirden çok cezalandırmanın da ötesine geçti. Bunun değerlendirilmesini istiyorum” dediyse de tahliye olmadı. Yargılamaya 30 Ekim’de devam edilecek (14 Ağustos).
Özer’in “örgüt” davası: Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Eylül 2017’den bu yana ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklu bulunan Evrensel gazetesi Dersim muhabiri Kemal Özer’i yargılamaya devam etti. Tutuklu sanıkların savunmalarını alan mahkeme, kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle Özer’in tutukluluğunu uzattı. Duruşma 24 Ekim’de (10 Ağustos).
Ergül’e tahliye yok: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Temmuz 2017’de yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve HDP üye ve yöneticisi sekiz kişi ile tutuklu gazeteci Haydar Ergül'ü “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Mahkeme, tutuklulukların devamına karar verdi. Duruşma 2 Kasım’da (9 Ağustos).
Taraf’ın “Balyoz” davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinde “Balyoz planı” ile kumpas kurdukları iddiasıyla gazetenin eski yayın yetkilileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar ile Mehmet Baransu, Yıldıray Oğur ve Tuncay Opçin’i yargılamaya devam etti. Sanıklara, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma”, “Devletin güvenliğine dair gizli belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamaları yöneltiliyor. Baransu ve hakkında yakalama kararı bulunan Opçin’in ayrıca “Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan da ceza isteniyor. Baransu ve Opçin’in 75 yıla kadar; Çongar, Oğur ve Altan’ın 52’şer yıl hapsi isteniyor. Mahkeme, tutuklu muhabir Baransu’nun Mersin’de süren davasının iddianamesinin istenmesine karar verdi. Duruşma geç başladığı için Baransu’nun savunması da 1-2 Kasım günlerine kaldı (7 Ağustos).
Ataman’ın “bölücülük” davası: Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan DİHA muhabiri Ziya Ataman dahil dokuzu tutuklu 19 kişiyi yargılamaya devam etti. Tutuklu bulunduğu Van Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla savunmasını yapan Ataman ve diğer sanıklar, “Devletin Birliğini ve Ülke bütünlüğünü bozmak”, “Tasarlayarak kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürme”, “Tasarlayarak kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürmeye teşebbüs”, “Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs”, “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mallara patlayıcı madde kullanmak suretiyle kasten zarar verme”, “Patlayıcı madde kullanmak suretiyle kasten mala zarar verme”, “6136 Sayılı Kanuna Muhalefet”, “Bir örgütün faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddenin izinsiz olarak bulundurulması” iddialarıyla yargılanıyor. Savunma yapan bazı avukatlar ise, dosyadaki tanıklardan Kadir Ataman’ın işkence altında ifadesinin alındığını ve daha önceden hazırlanan ifadelerin zorla kendisine imzalatıldığını savundu. Savcı işkence iddialarının soruşturulmadığını söyledi. Dava 26 Ekim’e kaldı (7 Ağustos).
Güneş’e tahliye: Iğdır Ağır Ceza Mahkemesi, Şırnak merkezinde 11 Haziran’da polislerce gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri Berzan Güneş’i, Şırnak T Tipi Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla savunmasını aldıktan sonra ilk duruşmada tahliye edildi. Gazeteci “Şırnak ve Mardinli anneler: Efrin’i onlara bırakmayacağız”, “Robert Fisk’in Efrin izlenimleri; Öldürülen mülteci, bebek, kadın ve çocuk” ve “Efrin’de ölen çocukları görünce Cemilem aklıma geliyor” başlıklı haberlerin sosyal medyada paylaşılması nedeniyle yargılanıyor (7 Ağustos).
Emeç’e 301 cezası: Van Gevaş Asliye Ceza Mahkemesi, 2014 yılında evi üst üste 3 defa polis tarafından basılması sonucu kalp krizi geçiren Şefik Tunuç’un (48) yaşamını yitirmesini haberleştiren KHK ile kapatılan DİHA Ajansının muhabiri Hülya Emeç, Tunuç’un eşi Hafize Tunuç ile Ajansın Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Güzüpek, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dicle Müftüoğlu ve Van Büro Şefi Ferhat Çelik’i “Emniyet teşkilatını aşağılamak” iddiasıyla yargıladı. Mahkeme, “Ev baskınında polisin doğrulttuğu silaha kalbi dayanamadı” başlıklı haber nedeniyle Hülya Emeç ve haber kaynağına 6'şar ay hapis cezası verdi. Güzüpek, Müftüoğlu ve Çelik beraat etti (6 Ağustos).
Van TV’ye “TMK” davası: Güneydoğu’da yürütülen operasyonlarla ilgili yayınlar nedeniyle KHK ile kapatılan Van TV’nin yetkilileri Van Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan “örgüt propagandası” davası, 18 Ekim’de başlayacak. Sunucular Gülsün Altan ve Kadir Cesur, şirket ortağı Gürcan Bayrakçı ve sorumlu müdür Koçali Özipek’in yedişer yıl altışar ay hapisleri isteniyor (5 Ağustos).
11 “Karşı” çalışanına dava: Kapatılan Karşı gazetesi çalışanlarına yönelik “FETÖ” soruşturması sonunda İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 kişi hakkında dava açıldı. Karşı gazetesi yönetici ve çalışanları Turan Ababey (gazetenin sahibi), Emre Erciş ve Mehmet Bozkurt için, “silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte bilerek isteyerek örgüte yardım” iddiasıyla; gazete ortağı Alaattin Akkaşoğlu, Mehmet Aydoğmuş, Onur Kala, Murat Kazancı ve Emrah Direk’in, ‘silahlı terör örgütüne üyelik”ten 15 yıl hapsi; Kutlu Esendemir’in ise “örgüte bilerek yardım” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede Ufuk Emir Köroğlu ve Değer Özergün’ün, “örgüt üyeliği”nden 15 yıla ve “terörle mücadele eden kamu görevlilerinin kimliğini açıklamak”tan sekiz yıl altı aya kadar hapsi da istendi. Gizli tanık “Ayçiçek”in beyanlarına dayanan iddianameye göre, bir firma tarafından zaman zaman gazeteye yollanan çiçeklerin saksılarına ve çikolata kutularına gizlenmiş CD’ler üzerinden de gazeteye haberler gönderildiği, gazetenin o dönemki sahibinin bu belgelerin yayınlanmasını istemediği halde Eren Erdem’in, hükümeti düşüreceği, Lahey’de savaş suçlusu olarak yargılatacağı gerekçesiyle belgeleri savunduğu iddia edildi (2 Ağustos).
10 TRT’liye “FETÖ” cezası: Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi, TRT’deki görevlerinden ihraç edilen 21 kişinin “FETÖ üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davada 10 kişiye “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay ile 8 yıl 9 ay arasında değişen sürelerde hapis cezası verdi. Tutuklu sanıklardan, yapım/yayın görevlileri Hasan Hüseyin Örs ve İbrahim Halil Öztürkeri ile TRT Ankara muhabiri Hasan Taşar ayrı ayrı 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Strateji uzmanı Özden Kınık 8 yıl 1 ay 15 gün hapisle cezalandırıldı. Örs, Öztürkeri, Taşar ve Kınık’ın tutukluluk durumları sürecek. Tutuksuz sanıklardan yönetim biriminden Kemal Erdem, mütercim-spiker Hasan Basri Erden, yapım/yayın görevlisi Mehmet Ali̇ Öget ve kurumdan Mustafa Ünal’a 7 yıl 6 ay, İdris Selçuk'a ise 6 yıl 3 ay hapis verildi. Mahkeme, “etkin pişmanlık”tan yararlanmak isteyen A.F.'ye 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası vererek hükmü erteledi. Tutuksuz sanık Hanife Sayılır’ın bütün suçlamalardan beraat ettiği davada, Ankara Merkez Haber Müdürlüğü’nden Cavit Atasever, yapım ve yayın görevlileri Mustafa Altıntaş ve Servet Dağ, mütercim-spikerler Mustafa Yazkan ve Cihangir Çetin, TRT Ankara Yurt Haberler eski editörü Hüsamettin Kıroğlu, TRT Ankara muhabiri Osman Zeybek’in dosyaları ayrıldı (1 Ağustos).
Coşkun’a TMK davası: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Eylül 2017’de yayımlanan “Nuriye ve Semih’in 14 avukatı tutuklandı” ve “Avukatlar savcılık sorgusunda: Neden Nuriye ve Semih’in avukatlığını yaptınız?” başlıklı haberleri nedeniyle Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun’u “Terörle mücadelede görev alanları terör örgütlerine hedef göstermek”ten 2 yıl 3 ay hapse mahkum etti. Gazetecinin avukatları kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne (istinaf) taşıyacak (19 Temmuz).
MİT TIR’ları davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “MİT TIRları” haberleri nedeniyle gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ve CHP milletvekili Enis Berberoğlu’yu “Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım”dan yargılamaya devam etti. İki haberci 15 yıla kadar hapisle yargılanıyor. Mahkeme, Berberoğlu'nun avukatı Murat Ergün’ün CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Dursun Çiçek, gazeteciler Vahap Munyar ve Ertuğrul Özkök, eski emniyet müdürleri Hanefi Avcı ve Sabri Uzun'un tanık olarak dinlenilmesi için ilettiği talebi kabul etti. Berberoğlu'nun avukatlarının yargılamanın durdurulması yönündeki talebini bir dahaki celse karara bağlamaya hükmeden mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi (18 Temmuz).
Gül’e beraat: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR’larıyla ilgili haber nedeniyle “Devletin güvenliği gereği gizli kalması gereken belgeleri casusluk maksadıyla temin etmek” ve “Devletin güvenliği gereği gizli kalması gereken bilgeleri siyasi ve askeri casusluk maksadıyla açıklamak” iddiasıyla yargılanan Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül’ü suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat ettirdi (16 Temmuz).
Temel ve Cuştan’a “MLKP” davası: İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu ETHA muhabirleri İsminaz Temel ve Havva Cuştan’ı “MLKP üyeliği ve propagandası”ndan ve 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılamaya başladı. 25 Ekim 2017’de tutuklanan Temel ve Cuştan dahil 13’ü tutuklu 23 kişinin davası 29 Kasım’da sürecek (16 Temmuz).
Altan’a TMK cezası, Yaşar’a beraat: Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 2015’deki iki sosyal medya paylaşımında ellerinde silah olan YPG üyelerinin fotoğraflarını paylaştığı, herkese açık olan bu paylaşımlarla “zincirleme şekilde örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği, övdüğü” ve bu yolla “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla gazeteci Serdar Altan’ı 1 yıl 6 ay hapse mahkum etti. Altan, “Yapmış olduğum paylaşımlar haber içeriklidir. Propaganda amaçlı bir paylaşım yoktur. Bu nedenle beraatıma karar verilmesini talep ediyorum” dediyse de mahkum edildi. Aynı suçtan yargılanan gazeteci Fuat Yaşar ise beraat etti (13 Temmuz).
Güven’e “kin” cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, FEMEN eylemiyle ilgili haberde, eylemciyi gösteren fotoğrafta Hz Muhammet’in çiziminin yer aldığı Charlie Hebdo kapağı gözüktüğü gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi sitesi yayın yönetmeni Oğuz Güven’i “Halkın bir bölümün benimsediği dini duyguları aşağıladığı” iddiasıyla altı ay hapse mahkum etti. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen yazıda eylem sonrası kamu düzenini etkileyecek bir gelişme yaşanmadığı bildirilmesine rağmen verilen ceza, beş aya indirilerek ertelendi (12 Temmuz).
“Gündem ana” dava sona geldi: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinde çıkan yazılarda “PKK propagandası yapıldığı” gerekçesiyle gazetenin dokuz yazar ve çalışanını yargılamaya devam etti. Gazete eski Eş yayın yönetmeni Eren Keskin, “Özgür Gündem gazetesinin başta Musa Anter olmak üzere birçok yazarı katledildi ve hiçbirinin faili açıklanmadı. Yargı ifade özgürlüğü ile harcadığı zamanı failleri bulmak için harcasaydı Türkiye böyle olmazdı. ‘Terörist’ olmakla yargılanıyorum ama ömrümde polis silahı dışında silah görmedim. Alaattin Çakıcı gibi bir mafya lideri ‘kader mahkumu’ olarak yargılanırken hak savunucuları terörist olarak yargılanıyor” dedi. Mahkeme, birleştirme talep edilen İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana dava dosyasının incelenmesi için istenmesine karar verdi. Duruşma savcısı, daha önce sunduğu mütalaasında, Keskin’in yanı sıra sorumlu müdürü Reyhan Çapan ve Hüseyin Aykol’un “zincirleme şekilde örgüt propagandası yapmak”tan cezalandırılmalarını istemişti. Ayşe Batumlu, Nuray Özdoğan, Ayşe Berktay, Reyhan Hacıoğlu, Celalettin Can ve Filiz Koçali içinse ceza verilmesine yer görülmemişti. Yargılama 9 Ekim’e kaldı (9 Temmuz).
Muhabirin beraatine itiraz: Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 2014 yılında Mehdin Taşkın’ın asker ateşiyle öldürülmesine yönelik Dicle-Hani kara yolundaki protestoyu görüntüleyen DİHA muhabiri Ramazan Akoğul ile ilgili beraat kararına karşı Antep Bölge Adliye Mahkemesine istinaf talebinde bulundu. Savcı Akoğul’un görüntü çekmesine müdahale edilmemesini “örgüt üyeliği” için delil gösterdi; muhabirin örgütün hiyerarşik yapısı dışında “Örgüte üye olma” suçundan cezalandırılmasını talep etti (6 Temmuz).
Zaman davasında ceza ve beraatlar: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Zaman gazetesinin eski yazarları ve yöneticilerinin yargılandığı 4’ü tutuklu 11 sanıklı davada Şahin Alpay, Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan’a “örgüt üyeliği”nden 8 yıl 9 ay, İbrahim Karayeğen’e 9 yıl, Mümtazer Türköne ve Mustafa Ünal’a 10 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Alkan ve Karayeğen’in tahliyesine karar veren mahkeme, Türköne ve Ünal’ın tutukluluklarının devamına hükmetti. 11 sanığın tamamı hakkında “Anayasayı ihlal” suçlamasından beraat kararı veren mahkeme, İhsan Dağı, Lale Sarıibrahimoğlu, Mehmet Özdemir, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz bütün suçlamalardan beraatine hükmetti (6 Temmuz).
“FETÖ Adana”da onama ve bozma: Adana Bölge Adliye Mahkemesi, FETÖ Adana dosyasından haklarında “örgüt üyeliği”nden dokuz yıl hapis cezası verilen tutuklu gazeteci Aytekin Gezici, hakkında yakalama kararı bulunan gazeteci Yüksel Evsen ve Mustafa Naim Yalçınel ile 7 yıl 6 ay hapse mahkum edilen Abdullah Özyurt’un cezalarını onadı. Adana İstinaf Mahkemesi, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi savcısının beraat kararlarını temyiz ettiği Adana Haber gazetesi sahibi Rifat Söylemez, Ekspres gazetesi sahibi Hakan Bülent Yardımcı, Adana Medya gazetesi sahibi Taner Talaş, gazeteci Ali Pekmezci, Abdurrahim Haklıkul ile Osman Palamut ile ilgili temyiz incelemesine başladı. Temiz savcılığı, Bekmezci dışındaki kişilerin “örgüte yardım” dan cezalandırılmalarını talep etti. Yargılama, 24 Ekim’e kaldı (4 Temmuz).
Demir’e “örgüt” davası: İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Kasım 2017’deki ev baskınlarında gözaltına alınıp beş gün sonra tutuklanarak Silivri 5 No’lu Cezaevi’ne gönderilen KHK ile kapatılan TV10’un kameramanı Kemal Demir’i “örgüt üyeliği”nden yargılamaya başladı. Demir ifadesinde, bakmakla yükümlü olduğu bir ailesi olduğunu ve uzun süredir tutuklu olduğu için tahliyesini istediğini belirtti. Mahkeme, yetkisizlik kararı vererek dosyayı Mersin Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderirken, Demir’in tutuklu yargılanmasına karar verdi (3 Temmuz).
Öztürk’e “propagandası” davası: İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Ocak’tan itibaren dört gün gözaltında tutulan şair ve Artı Gerçek haber sitesi yazarı Fadıl Öztürk hakkında yazıları ve sosyal medya paylaşımlarında “örgüt propagandası yaptığı” suçlamasıyla açılan dava, tutuksuz yargılanan yazarın esas hakkında mütalaaya karşı savunmasını hazırlayabilmesi için 2 Ekim’e ertelendi (3 Temmuz).
Köklü ve Akdeniz’e 20 bin TL ceza: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 2 Temmuz 2018 günü görülen bir davada, IŞİD’in 19 Mart 2016’da İstanbul Beyoğlu’nda düzenlediği saldırıya ilişkin fotoğrafı yayınlayan Yurt gazetesi sorumlu müdürlerine adli para cezası verdi. Fotoğrafta saldırıda ölen bir çocuğun yüzünün gözükmesi gerekçesiyle mahkeme, Yurt gazetesi’nden Sibel Köklü ve Bahadır Akdeniz’e toplam 20 bin TL tutarında adlî para cezası verilmesine hükmetti (1 Temmuz).
22 çalışana “direnme” davası: İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasından saatler sonra polis baskınında yaşanan olaylara dair gözaltına alınan 22 gazeteciyi “görevi yaptırmamak için direnme” ve “hakaret”ten yargılamaya başladı. Üç Terörle Mücadele polisinin müşteki olduğu davada Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt sekiz yıl dört ay hapis istemiyle yargılanıyor. Yargılama 30 Ocak 2019’da sürecek (1 Temmuz).
Yücel’e “propaganda” davası: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “teröristlik” ile suçladığı, bir yıl tutuklu bırakılan Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’ın yargılanmasına İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gıyabında başlandı. Mahkeme, dosyadaki kişisel verilerin çıkarılmasını reddetti; Yücel’in ifadesinin bulunduğu ülkeden gerçekleştirmesine karar verdi. Gazetecinin, “PKK propagandası” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 18 yıl hapsi isteniyor. Gelecek duruşma 20 Aralık’ta (1 Temmuz).
Baransu ve Çoban’ın davası: İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Taraf gazetesinin 28 Kasım 2013 sayısında, “Gülen’i Bitirme Kararı 2004 MGK’da Alındı” manşetiyle ilgili olarak, muhabir Mehmet Baransu ile gazetenin eski sorumlu müdürü Murat Şevki Çoban’ı “Devletin güvenliğine dair belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliği ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” ve “MİT belgelerini ifşa etmek”ten yargılamaya devam etti. 52’şer yıl hapsin istendiği davada, Baransu'nun Genelkurmay Harekat Başkanlığı’nın eylem planının mahkemece istenmesi reddedilirken, Odatv dosyasında bulunan Kaşif Kozinoğlu ile ilgili eklerin dosyaya gönderilmesine dair talebini kabul etti. Duruşma 17 Ekim’de (1 Temmuz).
Üç haberciye “kin” davası: Didim’de yayın yapan Özgürses Gazetesi Sahibi Mustafa Öge ve Mavididim gazetesi temsilcileri Erdem Özden ve Ergun Korkmaz, EMEP Partisi Didim teşkilatının Afrin Operasyonları’nı eleştiren açıklamasını yayımladığı için “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” iddiasıyla yargılanmaya başladı. Didim 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava, 16 Ekim’e kaldı (1 Temmuz).
Erbil’e TMK davası: Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i sosyal medya mesajlarıyla tehdit ettiği ve örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla Fransa’da serbest gazetecilik yapan Halil İbrahim Erbil’i yargılamaya devam etti. Mahkeme, Erbil hakkında verilen yakalama emrimin devamına karar verdi. Gelecek duruşma 1 Ekim’de (1 Temmuz).
“Gündem” ana davası: İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem ana davasında gazetenin yazar ve yayın danışma kurulu üyeleri Filiz Koçali, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Ragıp Zarakolu, Genel Yayın Yönetmeni Zana (Bilir) Kaya ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, yazar Eren Keskin, İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı ve yayın danışma kurulu üyesi Bilge Aykut’u “Devletin birliğini bozmak” ve “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Dokuz sanık ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezasıistemiyle yargılanıyor. Mahkeme,Zarakolu hakkındaki yakalama emrini kaldırdı; Koçali hakkındaki yakalama emrinin devamına hükmetti. Keskin’in yurtdışına çıkış yasağının devamına karar verilirken Necmiye Alpay’ın duruşmalardan vareste tutulmasına, Mayıs’ta Edirne İpsala’da tutuklanan Sancılı’nın ise tutukluluk halinin devamına karar verildi. Dava 10 Ekim’e kaldı (5 Temmuz).
Foto-muhabiri Erdoğan’ın davası: İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT sosyal tesislerinin fotoğraflarını çektiği iddiasıyla 2 Eylül’de Kadıköy’de gözaltına alınıp tutuklanan, 13 Şubat’ta da tahliye edilen foto-muhabiri Çağdaş Erdoğan hakkındaki yurtdışı yasağını kaldırdı. Çektiği fotoğraflar ve yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle dava açılan Erdoğan, “PKK/KCK örgütüne üye olmak” ve “Terör örgütü propagandası yapmak” ile suçlanıyor. Yargılama 2 Kasım’a kaldı (5 Temmuz).
Akbay, Ulu ve Olgun’un davası: İstanbul 37 Ağır Ceza Mahkemesi, Sözcü gazetesi sahibi Burak Akbay’ı “FETÖ yöneticiliği” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla, İzmir muhabiri Gökmen Ulu ve gazete sitesi haber müdürü Mediha Olgun ile Sözcü gazetesi mali işler müdürü Yonca Yücekaleli’yi de, “Silahlı terör örgütünü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Olgun ve Ulu hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talebini reddeden mahkeme heyeti, Akbay hakkındaki yakalama emrinin infazını bekleyecek. Mahkeme daha önce de Cem Küçük, Hüseyin Gülerce, Fuat Uğur, Ersoy Dede ve Vatan Partisi Öncü Gençlik Ankara Başkan Yardımcısı Anıl Eren Yıldız’ı tanık olarak dinlemişti. Yargılama 7 Kasım’a kaldı (5 Temmuz).
Karataş’a DTK davası: Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında iki ay tutuklu kalan ve 22 Eylül 2017’de tahliye edilen Evrensel gazetesi yazarı Yusuf Karataş’ı “örgüt yöneticiliği” iddiasıyla yargılamaya devam etti. Duruşma 21 Kasım’da (4 Temmuz).
Mavioğlu ve Demirel’e “Bakur” davası: Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2013’te Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yaptığı çekilme çağrısı sonrasında çekilen “Bakur” belgeseli nedeniyle gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve belgesel yönetmeni Çayan Demirel'i “terör propagandası” gerekçesiyle yargılamaya devam etti. Mavioğlu ve Demirel, verdikleri ifadelerde haklarındaki suçlamaları reddetti. Mavioğlu, bağımsız gazetecilik yaptığı için kariyeri boyunca yargı baskısı altında tutulduğunu ifade etti. Duruşma 23 Ekim’de.Film, yönetmenleri hakkında terör propagandasından dava açılmış ilk film oldu (4 Temmuz).
Arhan’a 301 davası: İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi, sosyal medya paylaşımları yoluyla “Güvenlik kuvvetlerini aşağıladığı” iddiasıyla gazeteci Faruk Arhan’ı yargılamaya başladı. İlk savunmasını sunan Arhan, düşünce özgürlüğü kapsamında fikirlerini kamuoyuyla paylaştığını ifade etti. Duruşma 9 Ekim’de (3 Temmuz).
Alayumat ve Akman’a dava: Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Antep’te 13 Temmuz 2017’de gözaltına alınıp tutuklanan Dihaber muhabiri Erdoğan Alayumat ve adli kontrolle serbest bırakılan muhbir Nuri Akman’ı “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “örgüt üyeliği”nden yargılamaya devam etti. Alayumat, hakkındaki suçlamaları reddedip, “Bir yıla yakın bir süredir haksız bir şekilde tutukluyum. Gazeteciyim ve gazetecilik faaliyetlerimden ötürü yargılanıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Mahkeme, 45 yıl hapsi istenen Alayumat’ın tahliyesine karar verdi. Dava 19 Ekim’de sürecek (3 Temmuz).
Sayılgan’a tahliye yok: Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 aydır tutulu olan, “Terör örgütü üyeliği”nden yargıladığı DİHA muhabiri İdris Sayılgan’ı tahliye etmeyi bir kez daha reddetti. 17 Ekim 2016 tarihinde yapılan ev baskınlarında gözaltına alındıktan bir hafta sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan ve halen Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sayılgan’ın 15 yıla kadar hapsi isteniyor. Muhabirin, haber kaynakları ile yaptığı telefon görüşmeleri, haberler, sosyal medya paylaşımları, TV kanallarıyla yaptığı telefon görüşmeleri suçlamaya konu edildi. Medya ve Hukuk Çalışma Derneği (MLSA) avukatı Veysel Ok ve Sayılgan’ın avukatı Barış Oflas’ın yaptığı savunmalarda, Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelere dikkat çekildi. Ok, “İdris’in haberleri sizi rahatsız edebilir ama tutuklayamazsınız. Yapacağın şey onun haberlerini okumamaktır. Hiçbir örgüte bağlı olmayan bir gazeteciyi haberlerinden dolayı tutuklamak hak ihlalidir. İdris düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanarak haber yapmıştır” dedi. Dava, 5 Ekim’e kaldı (3 Temmuz).
Şık’ın 301 davası: İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Twitter mesajı yoluyla “Devleti aşağıladığı” iddiasıyla gazeteci Ahmet Şık'ı TCK’nın 301. maddesinden yargılamaya devam etti. Şık, duruşmadaki ifadesinde, “Bu sadece Türkiye Cumhuriyeti'ne dair bir fikir değil. Bugüne dek eline kan bulaşmayan devlet yoktur. Türkiye de bundan bağımsız bir yapıya sahip değildir. Bu dava siyasi iktidarın talimatıyla açılmıştır. Tehdit ve susturma için açılmıştır. Siyasi bir yargılamadır” dedi. İki yıl hapisle yargılanan Şık hakkındaki dava, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Kerem Kocalar'ın Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) ihbarının ardından açılmıştı. Dava, esas hakkında savunmanın hazırlanması için 18 Eylül’e bırakıldı (3 Temmuz).
Baysal’a “kin” davası: Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi, Türkiye’nin Afrin’e yönelik 20 Ocak’ta başlattığı askeri operasyona karşı sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı savaş karşıtı paylaşımları nedeniyle gazeteci-yazar Nurcan Baysal’ı “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek”ten yargılamaya başladı. Baysal, bir yazar olarak sadece düşüncelerini paylaştığını ve “Kürt-Türk fark etmeksizin savaşa ve çocukların ölmesine karşı biri olduğunu” dile getirmişti. Baysal’ın üç yıl hapisle yargılandığı dava, 16 Ekim’de sürecek (2 Temmuz).
MİT TIR’ları davası: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR’ları haberine yer verdikleri gerekçesiyle “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklama” suçlamasından 5 yıl hapse mahkum edilen Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül’e ilişkin Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararına uydu; dosyanın ayrılmasına karar verdi. Heyet, 5 yıl 10 ay hapse mahkum edilen Dündar'ın iadesine ilişkin başvurunun beklenmesine hükmetti. Mahkeme, Suriye Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nce Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreterine 5 Haziran 2015 tarihli, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni şikayet eden özdeş mektubun bir örneğini ve tercümesinin gönderilmesi için Yargıtay'a ve Dışişleri Bakanlığına yeniden yazı yazılmasına karar verdi. Dava 2 Ekim'e kaldı (2 Temmuz).
Özdemir’e “FETÖ” cezası: Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “FETÖ” soruşturması kapsamında 27 Ekim 2016’da tutuklanan eski Zaman gazetesi ve Cihan Haber Ajansı Düzce temsilcisi Beytullah Özdemir’i “örgüt üyeliği”nden 7 yıl 6 ay hapse mahkum edip, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Özdemir, cep telefonunda ByLock’a rastlandığı ve 631 giriş tespit edildiği gerekçesiyle tutuklu yargılanıyordu. Mahkeme, yakalanması beklenen eski Zaman gazetesi Düzce Büro Müdürü Ahmet Özdemir'in dosyasının ayrılmasına karar verdi (5 Temmuz).
Fincancı, Önderoğlu ve Nesin’in davası: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan RSF Türkiye Temsilcisi ve BİA Medya Gözlem Raporları raportörü Erol Önderoğlu, TİHV Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı ile yazar Ahmet Nesin’i 14 yıl 6 ay hapisle yargılamaya devam etti. Mahkeme, Fransa’da yaşayan Nesin’in ifadesinin beklenmesine karar verdi. “Örgüt propagandası”, “Suç ve suçluyu övmek” ve “Suç işlemeye alenen tahrik” iddiasıyla görülen yargılama 9 Ekim’e kaldı (1 Temmuz).
Hakaret, Kişilik Hakları ve Tazminat Davaları
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde 32 gazeteci “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 75 yıl hapis cezası talebiyle yargılandı. Biri tutarı belli olmayan bir cezaya mahkum olurken bir diğeri için verilen beraat kararı bozuldu. Diğer yandan, beş haberci de “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla toplam 3 milyon 540 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılanıyor.
Geçen yılın aynı döneminde iki gazeteci (Ahmet Şık ve Barış Terkoğlu) hakaret suçlamasıyla açılan ceza davası kapsamında toplam dokuz yıl sekiz ay hapis cezası istemiyle yargılanırken Melis Alphan beraat etmişti.
2017 yılının tamamındaysa, bir gazeteci 1 yıl 5 ay 15 gün hapis, beşi de toplam 43 bin 840 TL para cezasına mahkum edilmişti. Biriyle ilgili beraat kararı verilmişti.
Dirik ve Acarer’e “iftira” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Suriye’ye Sarin Gazı hammaddesi sevkiyatı” iddialarını gündeme getiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Hakan Dirik ve BirGün gazetesi yazarı Erk Acarer’i dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “hakaret” şikayetiyle yargılamaya devam etti. Dörder yıl hapsin istendiği davada, tutuklu CHP PM üyesi Eren Erdem’in dinlenilmesinden vazgeçildi. Mahkeme, Acarer’in sanık sıfatıyla Almanya’dan ifade vermesini bekliyor. Yargılama 20 Aralık’a kaldı (27 Eylül).
Sarı’ya “hakaret” davası: Kasım 2017’de yayımlanan Cennet Belgelerinde (Paradise Papers) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve ağabeyi Serhat Albayrak’ın da adının geçtiğine ilişkin haber nedeniyle Evrensel gazetesi sorumlu müdürü Çağrı Sarı’ya “hakaret ve iftira” iddiasıyla açılan dava, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi izinli olduğu gerekçesiyle 28 Kasım’a ertelendi. Gazetecinin dört yıl sekiz ay hapsinin istendiği davada Albayraklar’ın katılma talebi kabul edildi. 8 Kasım 2017 tarihli “Paradise Papers kayıtlarından Albayrak ve ağabeyi de çıktı” ve 9 Kasım 2017 tarihli “Paradise Papers: Kendilerine cennet halka cehennem” başlıklı haberler nedeniyle açılan dava, avukatların delillerini sunmalarını bekliyor (25 Eylül).
Güreş’in hakaret davası: Facebook paylaşımında yaptığı bir yorum yoluyla polise hakaret ettiği iddiasıyla Gaziantep 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan gazeteci Murat Güreş’in davası, mazeret bildirildiği için 7 Aralık’a ertelendi. Üç polis memuru şikayetçi olarak yer alıyor (25 Eylül).
Yılmaz ve Akbaş’a “hakaret” davası: Van’ın Erciş 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Erciş Belediyesi’nin eski kayyımı Mehmet Şirin Yaşar'ın uygulamalarını eleştiren haberler yaptığı için gazeteciler İdris Yılmaz ve Erhan Akbaş’ı “hakaret” iddiasıyla yargılıyor. Elazığ 1 No’lu Cezavinde bulunan Yılmaz duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılırken Akbaş tutuksuz yargılanıyor. Yılmaz ve Akbaş'ın “Kayyım Erciş’te belediye arsalarını ihale ile satılığa çıkardı”, “Erciş Belediyesi’nin yeni logosu çalıntı çıktı”, “Erciş’te Kayyumun Kürtçe tabelalara karşı olan tahammülsüzlüğü devam ediyor”, “Kayyım Erciş’te Kadının görünürlüğünü yok etmeye çalışıyor” ve “Erciş Belediyesi’nde işçi kıyımı sürüyor” başlıklı haberleri hakaret davasına dayanak oluşturuyor. Dava, eski kayyum Yaşar’ın beyanlarının alınması için 14 Kasım’a bırakıldı (21 Eylül).
Terkoğlu’na “hakaret” davası: İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesi, Milli Gazete yazarı ve Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız’ın “çocukların altı yaşından itibaren evlenebileceğine” ilişkin fetvasını haberleştirdiği için Oda TV sitesi Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nu “hakaret”ten yargılıyor. 21 Eylül’de sürmesi beklenen dava, mahkeme başkanı izinle olduğu için 14 Aralık’a bırakıldı. İki yıl 8 ay hapsi istenen gazeteci Terkoğlu, savunmasında, Yıldız’ın sözlerinin kamuoyu ulaşmaması için yaygın bir sansür uygulandığını, odatv sitesinde son üç yılda çıkan 18 haberin de bundan nasibini aldığını ifade etti; “Bu iddianamenin haberi bile yasaklanmış” dedi (21 Eylül).
Erinç ve Ünker’e dava ceza dosyasına kaldı: Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi, eski Başbakan Binali Yıldırım ve oğullarının Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ile finans editörü ve muhabiri Pelin Ünker hakkında Cennet Belgeleri (Paradise Papers) nedeniyle açtığı 500 bin TL’lik tazminat davasında gazeteciler hakkında açılan ceza davasının sonucunu beklemeye karar verdi (6 Eylül).
Hakan’a “hakaret” cezası: Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan, 2015’te yazdığı “Reza Zarrab çekti Takvim bastı” yazısında ABD’de tutuklu Reza Zarrab için “Reza denilen sahtekârlığıyla maruf şahıs...” dediği gerekçesiyle “hakaret” iddiasıyla mahkum oldu. Hakan, “Muhteşem bir 'beraat' beklerken... Mahkeme ne yaptı dersiniz? Bana resmen ve alenen ceza verdi! Ceza düşük tutulduğundan ve doğrudan adli para cezası verildiğinden ne istinaf, ne temyiz, ne itiraz hakkımı kullanabiliyorum. Ben bu cezayı, göğsümde bir altın madalya gibi taşıyacağım. Cezayı verenlerin nasıl taşıyacaklarını ise bilemiyorum” dedi (9 Ağustos).
Sarı ve Selvi’ye karikatür davası: İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi, Cennet Belgelerinde (Paradise Papers) oğullarının adı geçen Başbakan Binalı Yıldırım, “Çocuklarımı devletle iş yapmaktan uzak tuttum” sözlerini karikatüre yansıttığı için Evrensel gazetesi sorumlu müdürü Çağrı Sarı ve çizer Sefer Selvi’yi 40 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılamaya başladı. Gazete avukatı Devrim Avcı, karikatürün düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında yayınlandığını, davacı Binali Yıldırım’ın kendi sözleriyle mizahi değerlendirme yapıldığını söyleyerek davanın reddini istedi. Mahkeme, talebi reddederek yargılamaya 8 Kasım’da devam edilmesine karar verdi (19 Temmuz).
Alçı için yeniden yargılama: Yargıtay, 2013 yılında ulusal bir televizyon kanalında eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’ı “darbeci general” olarak nitelendirmesiyle ilgili Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gazeteci Nagehan Alçı hakkında verdiği beraat kararını bozdu. Hakaret gerekçesiyle aklanamayan Alçı, yerel mahkemede yeniden yargılanması bekleniyor (13 Temmuz).
22 çalışana “hakaret” davası: İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesinin 16 Ağustos 2016 tarihinde kapatılmasıyla gerçekleşen polis baskınında gözaltına alınan 22 gazeteci ve medya çalışanını, “hakaret” iddiasıyla da yargılamaya devam etti. Fırat Yeşilçınar, Doğan Güzel, Sinan Balık, Amine Demirkıran, Davut Uçar, Elif Aydoğmuş, Reyhan Hacıoğlu, Zeki Erden, Özgür Paksoy, Mesut Kaynar, Hüseyin Gündüz, Kemal Bozkurt, Burcu Özkaya, Sevdiye Ergürbüz, Günay Aksoy, Ersin Çaksu, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Gülfem Karataş, Gökhan Çetin, Bayram Balcı ve Yılmaz Bozkurt’un sanık olarak yer aldığı dava 30 Ocak 2019’a kaldı (10 Temmuz).
Ünker’e “Cennet Belgeleri” davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Enerji Bakanı Berat Albayrak, kardeşi Serhat Albayrak ve Ahmet Çalık’ın şikayetiyle Cumhuriyet gazetesi muhabiri Pelin Ünker’i Cennet Belgeleri (Paradise Papers) ile ilgili yargıladığı dava hakim izinli olduğu için 22 Kasım’a ertelendi. Gazeteci “hakaret” ve iftira” iddiasıyla yargılanıyor (10 Temmuz).
Toker bir ağır tazminat davası daha: Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Çiğdem Toker, “Tasarruf Arıyorsanız Metro İhalelerine Bakın” başlıklı yazısında gerçeğe aykırı ifadeler yer aldığı iddia eden Bayburt Grup şirketinin şikayetiyle yargılanıyor Gazeteci ve gazetesinden bu nedenle 1.5 milyon TL'lik manevi tazminat talep edildi. Toker, davaya, “Bu davalar açıldı diye kamu kaynaklarının nasıl harcandığını kimlere aktarıldığını gazetecilik ve hukuk dairesinde sorgulamaktan vazgeçecek değiliz” sözleriyle tepki gösterdi. Gazeteci, “Hattı yürüten ikiliden biri olan Kolin, 3. Havalimanı’nı yapan beşli grupta. Diğeri Beyburt Grup bünyesindeki Şenbay. Şenbay’a bu hattın verilmesinde; gerek piyasa gerekse siyaset arenasında giderek daha çok konuşulmaya başlanan “Başbakan Yıldırım’a yakınlık kriter midir?” sorusu meşrudur. (Şenbay’ın kardeş şirketi Aga Enerji de Rize Havalimanı ihalesini Cengiz İnşaat ile birlikte kazanmıştı.) 1 milyar Avro’luk işi verdiniz de, 3. Havalimanı’nın açılmasına bir yıldan az zaman kaldı. Nasıl bitecek 33 km’lik bu hat?” diye yazmıştı (1 Temmuz).
Toker’e 1 milyon 500 bin TL’lik dava: Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Giresun merkezli Agrobay Seracılık Şirketi, 15 Kasım 2017 tarihli “Rusya’ya da domatesler Bayburt’tan” başlıklı yazısı nedeniyle Cumhuriyet gazetesi ve köşe yazarı Çiğdem Toker’i 1 milyon 500 bin TL’lik tazminat davası kapsamında yargılamaya başladı. Duruşmada gazetecilik görevini yerine getirdiğini ifade eden gazeteci Toker, Rusya’ya ihracat yapacak Agrobay dahil üç firmayı doğrudan Rusya’nın seçmediği, hükümetçe seçildiğine yer vermişti. Yargılama, tarafların delillerini sunmaları için 6 Aralık’a bırakıldı (5 Temmuz).
Hakaret
Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
TCK 299 / Cumhurbaşkanına hakaret
Son üç ayda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam 20 gazeteci toplam 93 yıl 4 ay hapisle yargılandı ; yedisi toplam 13 yıl 6 ay 20 gün hapse (10 aylık kısmı ertelendi) ve 14 bin TL de adli para cezası ödemeye mahkum edildi. Ayrıca sekiz gazeteciyle ilgili TCK’nın 299. Maddesinden başlatılan soruşturmalar (Deniz Varlı, Fatih Portakal, Fatih Polat, Selma Erdal, Alican Uludağ, Ahmet Şık, Kutlu Esendemir ve Levent Gültekin) da sürüyor. Böylece, sadece son üç aylık dönemde 28 gazeteci Erdoğan’ın sanığı ve şüphelisi olmuş oldu.
Geçen yılın aynı döneminde, gazeteci Çağlar Özbilgin TCK’nın 299. Maddesi uyarınca ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten ertelemeli 11 ay 20 gün hapse mahkum edilmişti. Yazı, görüş ve eleştirileri nedeniyle üç gazeteciye (Ertuğrul Mavioğlu, Çağrı Sarı ve Kazım Kızıl) “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yeni davalar açılırken, diğer üçünün (Hüsnü Mahalli, Ahmet Altan ve Nasuh Mahruki) davası sürüyordu. Hepsi, toplam 28 yıl hapis tehdidiyle karşı karşıya bulunuyordu. Ayrıca, tutuklu gazeteci Ahmet Şık ve Fatih Polat hakkında da, TCK 299’dan soruşturmalar yürütülüyordu. Bu suçlamayla tutuklanan gazeteciler Kazım Kızıl ve Ozan Kaplanoğlu bu dönemde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.
2017 yılının tamamındaysa 17 gazeteci ve köşe yazarı, 299. Maddesi’nden toplam 8 yıl 4 ay 10 gün hapse (4 yıl 10 ay 10 günü ertelemeli) ve 136 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum ediliyordu. Dört haberci beraat ederken, bir dava da zamanaşımından düşmüştü. Yıl sonunda altı gazeteci de yeni davalarla karşılaşıyordu.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik eleştiri ve isnatlar için uygulanmaya başlanan TCK’nın 299. Maddesi, bu tarihten 1 Ekim 2018’e kadar en az 49 gazetecinin mahkum edilmesine zemin oluşturdu.
Cumhurbaşkanına hakaret Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. (3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır. |
Varlı’ya 299 soruşturması: Rize Savcılığı, sosyal medya hesabından kentteki asırlık bir çınar ağacının yıkılmasına dair bir video paylaşan ve geçmişte aynı yerde bulunan tarihi Rize Orta Cami’nin yıkılmasını eleştiren gazeteci Deniz Varlı hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” şüphesiyle soruşturma açtı. Rize Belediye Başkanı Prof. Reşat Kasap’ın kendisini yalancılıkla suçlayıp “Rize’ye zarar veriyor” demesinden sonra ifade vermeye çağrıldığını duyuran gazeteci, “Şimdi oraya gidiyorum, 3 güne kadar dönmezsem merak etmeyin” dedi. (26 Eylül).
Kameramanın 299 cezası: İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi, TRT İzmir Bölge Müdürlüğünde görevli başkameraman iken sosyal medya yoluyla “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla tutuklanıp 32 gün sonra tahliye edilen Haber-Sen yetkilisi Binali Erdoğan’ı 10 ay hapse mahkum etti. Mahkeme, hükmün açıklanmasını beş yıl süreyle erteledi. Daha önce savunma yapan Binali Erdoğan paylaşımının suç unsuru taşımadığını yorum yoluyla suç yaratılmaya çalışıldığını belirtmişti (25 Eylül).
Keskin, Çapan, Aykol, Çaksu’ya 299 cezaları: Özgür Gündem gazetesi gönüllü genel yayın yönetmeni Eren Keskin, “Sarayın Kiralık Katilleri” haberinin de yer aldığı toplu dosyadan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten 4 yıl 15 ay hapse mahkum edildi. Aynı dosyalardan gazetenin sorumlu müdürü Reyhan Çapan da aynı cezayla karşılaştı. Ayrıca, köşe yazarı Hüseyin Aykol da bu davalardan 1 yıl 3 ay, Ersin Çaksu 11 ay 20 gün hapis cezası aldı. Mahkemede savunma yapan Keskin, “İktidara sağlanan ifade özgürlüğünün bizlere de sağlanmasını talep ediyorum” demişti. Avukatı Özcan Kılıç, dosyayı İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı (15 Eylül).
Portakal’a 299 soruşturması: İstanbul Anadolu Başsavcılığı, Barış Atay’ın “Sadece Diktatör” isimli tiyatro oyunun yasaklanmasına ilişkin attığı tweet nedeniyle gazeteci Fatih Portakal hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” şüphesiyle soruşturma başlattı. Savcıya ifade veren Portakal, yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanına hakaret etmediğini, düşünce ve özgürlük kapsamında düşüncesini beyan ettiğini söylediği öğrenildi (14 Eylül).
Nasuhbeyoğlu ve Koşar’a 299 cezası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla 4 yıl 8 ay hapis istemiyle yargıladığı Evrensel gazetesinin eski sorumlu yazı işleri müdürü Vural Nasuhbeyoğlu ile eski imtiyaz sahibi Arif Koşar’ı 7'şer bin TL adli para cezasına mahkum etti (13 Eylül).
Sarı’nın “299” davası: Evrensel gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çağrı Sarı “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davada kapsamında Bakırköy 2. Asliye Mahkemesi’ne çıktı. Sarı’ya, gazetede 30 Ocak 2017’de çıkan bir okur mektubundaki bazı ifadelerden “hakaret” suçlaması yöneltiliyor. Mahkemede savunmasını yapan Sarı, mektupta hakaret olmadığını, siyasi eleştiri olduğunu söyledi. Duruşma 18 Ekim’e ertelendi (12 Eylül).
Altan’a “299” davası: Tutuklu gazeteci yazar Ahmet Altan, 2016’da P24 sitesinde yayımlanan “Yeni Ergenekon” başlıklı yazısında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği” iddiasıyla İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Avukatların, Ahmet Altan’dan sonra son savunmalarını yapmaları bekleniyor. Bu nedenle, 21 Aralık’ta görülecek altıncı duruşmada, son savunmaların ardından, karar çıkabilir (1 Eylül).
Mağden ve Ketenciler’e 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Nokta dergisinde çıkan “Survivor adasının Tayyip modeli Semih Öztürk” başlıklı yazısı nedeniyle gazeteci Perihan Mağden ve yazının T24 sitesinde kullanılması nedeniyle muhabir İnan Ketenciler’i “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılamaya devam ediyor. Son duruşma mahkeme Hâkimi izinli olduğu için ertelenen dava 22 Kasım’da sürecek. Yargılama, Ketenciler ve avukatının esas hakkında savunması için ertelenmişti (1 Eylül).
Alican’a takipsizliğe itiraz: İstanbul Başsavcılığı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı Man Adası belgelerine ilişkin savcılığın verdiği takipsizlik kararını “Savcılık: Man belgeleri gerçek” başlığıyla haberleştirdiği için Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alican Uludağ hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının karara itiraz ettiği öğrenildi (10 Ağustos).
Beş haberciye “Erdoğan” soruşturması: Çeşitli savcılıklar, “Cumhurbaşkanına hakaret” şüphesiyle beş gazeteci hakkında soruşturma yürütüyor: Aydın’ınMavi Didim gazetesi yazarı Selma Erdal, 7 Mayıs 2018 tarihli “Kaygılanmayınız, Tayyip yine teşekkür edecek” yazısı; gazeteci Kutlu Esendemir attığı bir Tweet; gazeteci Levent Gültekin, Medyascope.tv'de yayınlanan programında Erdoğan’e yönelik eleştirisi; Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat da, gazeteci Craig Shaw’ın “Erdoğan Ailesinin gizli Offshore Anlaşması” haberine yer verdiği köşe yazısı; Ahmet Şık da, Cumhuriyet gazetesine yönelik polis operasyonuyla ilgili bir gazetecinin sorularına verdiği yanıtlar nedeniyle soruşturmalık oldu (15 Temmuz).
Sürek’e 299 davası: Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, iktidara yönelik eleştiri getiren “Faşist Diktatörlük” yazısından Evrensel gazetesi köşe yazarı Kamil Tekin Sürek’i “Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılamaya başladı. Sürek savunmasında, yazıda Erdoğan’ın şahsıyla ilgili değil, sistemden, iktidardan ve AKP’den bahsedildiğini belirterek, “Erdoğan’ın niçin alınganlık yaparak hakkımda dava açtığını anlamış değilim” dedi. Sürek’in avukatı Devrim Avcı Özkurt ise suçlama konusu yazıda iktidarın bütününe yönelik bir eleştiri olduğunu kaydetti. Yargılama 24 Ekim’e kaldı (1 Temmuz).
Coşkun’a 299 davası: Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün 2015’te tutuklanmasını “Erdoğan emretti, gazeteciler tutuklandı” başlığıyla görülen haberi nedeniyle Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun hakkında açılan “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davası, İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi ile Ankara Asliye Ceza Mahkemesi arasındaki görevsizlik uyuşmazlığının çözülmesi üzerine 17 Ocak 2019’a bırakıldı. Davayı İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi ele alacak (1 Temmuz).
Mağden, Öğreten, Şahin, Çağlar’ın 299 davası: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Nokta dergisinin “Erdoğan Selfiesi” kapağı nedeniyle toplatılmasının ardından Diken sitesinde verdiği röportaj nedeniyle yazar Perihan Mağden, gazeteciler Tunca Öğreten, Orhan Şahin ve Mehmet Çağlar hakkında açılan “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davasını ele almaya devam etti. 14 Eylül 2015’te Diken’de yayınlanan röportaja Yurt gazetesinde de yer verilmesinden dolayı hakkında dava açılan Çağlar, söz konusu dönemde sorumlu yazı işleri müdürü olmadığını belirterek önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyledi. Çağlar’ın ardından söz alan Öğreten de ayrıntılı savunma için süre talep etti. Mağden’in avukatının da dosyadaki eksikliklerin giderilmesini talep etmesinin ardından dava 18 Ekim’e ertelendi (1 Temmuz).
Kızıl’ın 299 davası: İzmir 33. Asliye Ceza Mahkemesi, 16 Nisan referandum sonuçlarıyla ilgili protestolar sırasında tutuklanıp tahliye edilen Kamera Sokak kolektifi kurucularından, yönetmen, fotoğrafçı, belgeselci Kazım Kızıl'ı 23 kişiyle birlikte yargılamaya 1 Ekim’de devam edecek. Kızıl “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet” ile suçlanıyor (1 Temmuz).
Çaralan, Aykol, Kızılkaya’nın 299 davası: Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan, Özgür Gündem gazetesinin sembolik eş yayın yönetmenliğini üstlendiği 31 Mayıs 2016 günü çıkan “Aynı yer, aynı katil” yazısı nedeniyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Cumhurbaşkanı'na hakaret”ten yargılanmaya devam etti. Davada, Hüseyin Aykol ve İnan Kızılkaya da sanık olarak yer alıyor. Dava 25 Ekim’de sürecek (1 Eylül).
Mahalli’nin “299” davası: Yazıları ve TV programlarında yaptığı açıklamaları nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten yargılanan gazeteci Hüsnü Mahalli, kendisini yargılayan İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi ile diğer basın dosyalarına bakan İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi arasındaki görevlendirmeye ilişkin kararı bekliyordu. Savunma yapan Mahalli, “Gazetecilik faaliyeti kapsamında özellikle siyasetçilerin söylediklerini kaynak olarak alıyorum, yorumlarımı da bu söylenenlere dayandırıyorum. Bana yöneltilen suçlamaların hiçbiri ciddi nitelikte değildir. Bir gazeteci olarak beni yaralamaktadır” demişti (1 Temmuz).
Yasaklamalar, Kapatmalar, Toplatmalar
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde özellikle Sulh Ceza Hakimlikleri ve yerel mahkeme krarıyla İnternet alanında yayımlanan en az 2 bin 518 haber veya linkine erişim yasağı getirildi. Dünyanın en yaygın İnternet ansiklopedisi Wikipedia, bir kaç sayfasında Türkiye hükümetini hedef alan içerikler bulunduğu gerekçesiyle 17 aydır Türkiye’de yasak! Söz konusu üç aylık dönemde, bir KHK ile üç gazete ile bir televizyon kanalı kapatıldı ; bir geçici yayın yasağı ilan edildi.
Geçen yılın aynı döneminde ise en az üç medya KHK ile kapatılmış, üç TV Türksat’tan çıkarılmış; iki yayın yasağı kararı yayınlanmıştı; altı dergi hapishanede yasaklanmış; bir siteye ve 14 haber ve yazıya erişim engeli getirilmişti; bir de akreditasyon ayrımcılığı yaşanmıştı. Ayrıca, yasak ve sansür olarak dört olay daha gerçekleşmişti.
2017 yılı ise, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası çıkarılan OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) nedeniyle sorgulanamaz idari ve cezai sansür uygulamalarıyla geçmişti. 2017’de, 6 geçici veya daimi yayın yasağı, üç akreditasyon ayrımcılığı, 47 pasaport ve bir basın kartı iptali, KHK ile üç medya kapatması yaşanmıştı. Bu dönemde 10 site, 6 gazete, 97 site haber veya yazısı, 8 kitap, 6 dergi, 3 Twitter mesajı, 8 karikatür de sansüre uğramıştı.Ayrıca, çeşitli 9 sansür olayı daha meydana gelmişti.
Wikipedia 518 gündür sansürlü: İnternette dünyanın en büyük bilgi ansiklopedisi Wikipedia, birkaç sayfasında “Türkiye’yi insanlığa karşı suçtan sorumlu tutulduğu” gerekçesiyle Türkiye’de 518 gündür sansürlü (30 Eylül).
450 habere sansür: Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliği, Sezgin Baran Korkmaz’ın başvurusu üzerine Ahmet Hakan’ın, “Ey Tük savcısı! Birinci vazifen!” ve “Sezgin Baran Korkmaz’a cevabımdır” yazıları ile Yalçın Bayer’in ABD Adalet Bakanlığı ne diyor?” başlıklı yazısı dahil toplam 51 linke erişimi, “Bora Jet’in ticari itibarını zedelediği” gerekçesiyle engelledi. Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’ye göre Ordu 2. Sulh Ceza Hâkimliği, 12 Eylül’de Hürriyet’in yanı sıra Milliyet, Posta, CnnTürk, OdaTv, Haber7 sitelerinde yayımlanan bir judo hocasıyla ilgili taciz iddiasını içeren haberleri, “suçlanan kişi adli kontrol şartıyla hemen serbest bırakıldı” diye engelledi. Sakarya 2. Sulh Ceza Hâkimliği, Hürriyet.com.tr ve 15 web sitesinde çıkan “Oğlunun annesinden Tuncay Şanlı’ya şok suçlama” içerikli haberleri “aslı olmadığı ve kişilik haklarının ihlal edildiği” gerekçesiyle engelledi. Bakırköy 3. Sulh Ceza Hâkimliği, Hürriyet’in yanı sıra 28 sitede yer alan “Türk Eğitim Vakfı’nda 10 bin 415 liralık Ali Munyar fonu oluştu” konulu haberler için “kişisel bilgileri paylaşılarak kişilik haklarının ihlali” gerekçesiyle erişim yasağı getirdi. Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliği, 2016’da çıkan “Polise tokat atan BDP’li Tuncel’e ceza” haberlerinin yer aldığı Hürriyet.com.tr ile birlikte 350’yi aşkın linke yasak getirdi (24 Eylül).
İnternette “Demirören” temizliği: Doğan Yayın Holding’in Demirören Grubu’na satılmasının ardından Vatan ve Milliyet gazetelerinin arşivleri, Demirören Holding’e ilişkin haberlerden temizlendi. Örneğin, Doğan Grubu’nun bir yayın organı olan Radikal gazetesinde kapanmadan önce, 2013’te yayımlanan “Demirören’e suçlama: Rum işadamı Arşimidis’i öldürdü!” başlıklı haber de silindi (16 Eylül).
1989 haber ve linke yasak: Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’ye göre Beykoz Sulh Ceza Hakimliği, Sinem Gedik’in başvurusuyla Hürriyet.com.tr sitesi de dahil birçok sitedeki 1900’ü aşkın haber ve görüntüye yasak koydu. Gaziosmanpaşa 2.Sulh Ceza Hakimliği, Ertuğrul Özkök’ün 30 Mart’ta yayımlanan “Başkan kuşan şu kılıç kalkanı bildir haddini densiz müdüre” başlıklı yazısı ve “Sen kimsin beni arıyorsuna suç duyurusu” haberinin de olduğu 77 web adresine eski Şırnak İl Sağlık Müdürü Nedim Uzun’un başvurusu üzerine erişim engeli koydu. Bakırköy 6.Sulh Ceza Hakimliği, Bora Jet Havacılık ve Sezgin Baran Korkmaz’ın avukatının haberin yayımlandığı 3 Eylül günü yaptığı başvuru üzerine “Jet vurguna kelepçe” haberine “şirketin ticari itibarını etkileyecek mahiyette olduğu, haber niteliği taşımadığı gibi yapılan yayınlarda kamu yararı bulunmadığı” gerekçesiyle erişim engeli getirdi.
Keskin Sulh Ceza Hakimliği, “Engellilere destek için yapılan dans gösterisini parmaklıkların üstünden izlediler” haberine dans eğitmenlerinden birinin başvurusu üzerine erişim yasağı koydu. Ankara 7.Sulh Ceza Hakimliği, Abdülkadir Anaç’ın talebi üzerine Radikal gazetesinde 2004’de yayımlanan “Yöneticilik vasfı olmayan başkan” haberine erişimi, “kişilik haklarına zarar verdiği” gerekçesiyle engelledi. Ankara 11.Aile Mahkemesi, “mahkemenin daha önce tedbir kararı verdiği gerekçesiyle yeni yayımlanan “Bu kez kadına uzaklaştırma” haberine erişim engeli kararı verdi. İstanbul 3.Sulh Ceza Hakimliği, TÜRGEV’in başvurusu üzerine Yalçın Bayer’in 12 Nisan 2014’te yayımlanan “Türgev bağışlarıyla İstanbul yağmalanıyor” başlıklı yazısının da aralarında bulunduğu yedi linke erişim yasağı getirdi. Zonguldak Sulh Ceza Hakimliği, Hakan Aksakaloğlu’nun “cinsel taciz suçundan cezalandırıldığını ve 5 yıllık denetimli serbestlik süresinin tamamlandığı ve artık bu olayla anılmak istenmediği” gerekçesiyle yaptığı başvuruyu kabul ederek Hürriyet ve diğer medya kuruluşlarında yayımlanan “Öğrencisini tacizden tutuklandı” haberine erişimi engelledi.
Gazeteciler davayı izleyemedi: RSF temsilcisi Erol Önderoğlu, gazeteciler Sibel Hürtaş ve Hayri Demir’in Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada, Sultan Özer ve Sinan Tartanoğlu dahil çok sayıda habercinin duruşma salonuna alınmamasını eleştirdi; “Gazetecilerin yargı mensupları gibi kamu görevi yaptığı gözaltı edilemez” dedi (6 Eylül).
Western film kuşağına son: TRT, 1980'lerden beri yayınladığı Western-Kovboy filmi kuşağını kaldırdı. Bu pazar kovboy filmi yerine “Beni Böyle Sev” dizisinin tekrarını yayınlayan kanal, bundan sonra da Pazar günleri aynı saatlerde “Ev Sineması” kuşağı yayınlayacak. Kararda, ABD ile Türkiye arasındaki krizin etkili olduğu iddia edildi (28 Ağustos).
Yüzde 72,9’umuz İnternetli: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan 2018 itibarıyla 16-74 yaş grubuna ait bilgisayar ve internet kullanım oranlarının sırasıyla yüzde 59.6 ve yüzde 72.9 olduğunu bildirdi. Bu oranlar geçen yılın aynı döneminde yüzde 56.6 ve yüzde 66.8 olarak kayıtlara geçmişti (8 Ağustos).
76 habere sansür: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, çocuğuna yedi yıl boyunca cinsel istismarda bulunmakla yargılanan ve mahkum edilen MTV ve Eurosport gibi birçok kanalın sahibi Fatih Oflaz’ın talebiyle olayı ilk duyuran Habertürk sitesi muhabiri Zülfikar Ali Aydın’ın haberi ile, Evrensel.net ve Posta.com.tr gibi 76 internet site haberin erişim engeli getirdi. Karara dayanak olarak, “Oflas’ın kişiliğini hedef alan, meslek ve şerefini, saygınlığını rencide edici, kötüleyici ve normal bir okuyucuda talepte bulunan hakkında olumsuz ve yanlış bir algı yaratmaya yönelik ifade ve anlatımlar” gösterildi (1 Ağustos).
Kitaba sansür: Ayvalık Sulh Ceza Hakimliği, Kürt Araştırmaları Merkezi’nce hazırlanan ve Avesta Yayınları’ndan çıkan “Kürdistan Tarihi” kitabına, 17 yıl sonra yeniden yasak getirdi. Kitabın ilk baskısı, 2001’de İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce (DGM) toplatılmış, yapılan yargılamada yayınevine para ve hapis cezası verilmişti (27 Temmuz).
Hürriyet’in iki haberine daha sansür: İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği ve Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği, Hürriyet.com.tr sitesinde yayınlanan “Türgev’e tahsis edilen binadan arsa çıktı” ve “Hakkında gözaltı kararı verilen 140 Yargıtay üyesinin ismi belli oldu” başlıklı haberlere erişim yasağı getirdi. Hürriyet gazetesi Okur temsilcisi Faruk Bildirici, 2014’ten beri gazete haberlerine 2 bin 047 erişim yasağı getirildiğini yazdı (27 Temmuz).
Akit yazıyı siteden çekti: İktidara yakın Akit Gazetesi, yazarı Mehtap Yılmaz’ın yayımlanan “Abdullah Gül’ün Başdanışmanı FETÖ’cü, Ahmet Davutoğlu’nun ‘oğlu’ymuş!” başlıklı yazısını İnternet sitesinden kaldırdı. Yılmaz, özel sosyal medya hesabından, “Bugünkü yazım, gazetem tarafından internet sitesinden kaldırıldı! Sansürlendi yani... Başkanlık sisteminde sansüre karşı bir güvencemiz olmayacak mı” diye sitem etti (20 Temmuz).
Varank talebiyle sansür: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak atadığı Başbakan eski Başdanışmanı Mustafa Varank’ın talebiyle Evrensel.net sitesinde 18 Mart 2014'te yayımlanan “THY uçağı ile silah sevkiyatı iddiası” haberine erişim engeli getirildi. kararı aldırmak oldu (10 Temmuz).
Kazaya geçici yayın yasağı: Başbakanlığın yazısı üzerine, RTÜK, Tekirdağ’ın Çorlu İlçesinde yaşanan ölümlü tren kazasıyla ilgili geçici yayın yasağı getirildi. Yasak, ertesi gün kaldırıldı (8-9 Temmuz).
KHK ile 3 gazete, 1 TV kapatıldı: OHAL kapsamında Resmi Gazete’de yayımlanan 701 sayılı KHK ile, Halkın Nabzı, Özgürlükçü Demokrasi ve Azadiya Welat gazeteleri ile Avantaj TV kapatıldı (8 Temmuz).
“Aşağılık”a sansür: İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği, AKP'li Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım’ın, Seda Sayan'ın kendi programında söylediği “Sperm bankası da neymiş, ne inşaat işçileri var” sözüne karşı sosyal medyada paylaştığı “Aşağılık bir kadın” şeklindeki içeriğe erişim engeli getirdi (5 Temmuz).
RSF, TGS ve Ünker twitlerine sansür: İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, Cumhuriyet gazetesi muhabiri Pelin Ünker’in Cennet Belgeleri haberi nedeniyle yargılandığını duyuran RSF, TGS ve Ünker’e ait dört Twit mesajıyla ilgili “kişilik haklarını ihlal”den erişim engeli getirdi (3 Temmuz).
TRT’de gölge sansürlendi: Alan Taylor'ın yönettiği “Terminatör: Genisys” filmi TRT 1 ekranlarında gösterilirken, Sarah Conner'ın duvara yansıyan gölgesi sansürlendi (1 Temmuz).
Habercilik
Hükümete yakın bazı gazetelerin köşe yazarları, eyleme geçen İstanbul’daki üçüncü havalimanı işçilerinin çalışma şartlarını sorgulamak bir yana, aşağılayıcı üsluplarla haklarını arayan işçileri hedef aldığı HaberTürk sitesi yazarı Fatih Altaylı, “zamanlamayı manidar” bulurken Yeni Akit gazetesi yazarı Mehtap Yılmaz, “Bu itler, bitlendik falan diyorsa da üzerlerine biber gazı sıkıp, içlerindeki şeytanı çıkartacaksın!” ifadelerine başvurdu.
Türkiye gazetesi köşe yazarı Cem Küçük, tutuklu veya yargılanan meslektaşlarını hedef aldıktan sonra şimdi de merkez medya köşe yazarlarının gereksizliğine işaret etti: “Milliyet ve Vatan gazeteleri köşe yazarsız çıksa kimsenin fark etmeyeceğine eminim”. Güneş gazetesi, gerekli teyitleri yapmayınca, manşetinde CHP’li avukat Umut Akdoğan’ı İş Bankası’na “yönetici” olarak atadı.
Cumartesi Anneleri’nin dönemin Başbakanı Erdoğan’la 2011’de yaptığı görüşmeye geniş yer ayıran İktidara yakın gazeteler, Cumartesi Anneleri’nin karşılaştığı polis şiddeti ve engelini görmedi. Aynı şekilde döviz kurlarının yükselişi de bu gazetelerin birinci sayfalarında yer bulmadı. Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz, “AB’li günlere geri dönersek kulaklarımızdan dolar fışkırır”diye yazar Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi için “Medyadaki Malum devşirme”diye yazdı. TRT Çocuk kanalında yayınlanan bir çizgi filmde bir erkeğin eşeğe cinsel saldırıda bulunduğu iddiası hem kanla yönelik sert eleştirilere neden oldu, hem de kanalın gelen eleştirilere yönelik tepkilerine yol açtı.
Bafra Gazeteciler Cemiyeti, iki yerel nedya çalışanının bir kişiyi darp etmesini açıklamayla kınayarak örnek bir tutum sergiledi. Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin gazete ilanıyla partisine karşı eleştirel tutum takınan gazetecilerin hedef gösterilmesini, “Parasını ödeyince serbest mi” yazısıyla gazetesinin de yer aldığı birçok gazetenin tutumunu eleştirdi.
Manşetten “yalan”: Güneş gazetesi manşetiyle, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’li avukat Umut Akdoğan’ı İş Bankası’na yönetici olarak atadığını iddia etti. Akdoğan, hiçbir zaman Bankanın yönetim kurulu üyeliğinde bulunmadığını açıklayarak, “Bunlar Google'a bakıp İş Bankası'nın internet sitesinden yönetim kuruluna bakamayacak kadar aciz” dedi (18 Eylül).
Yılmaz’dan işçilere hakaret: Yeni Akit gazetesi yazarı Mehtap Yılmaz, “3. Havalimanındaki tahtakuruları nereli?” başlıklı yazısında, çalışma koşullarını protesto için eylem yaptıkları için gözaltına alınan 3. havalimanı işçileriyle ilgili, “Bu itler, bitlendik falan diyorsa da üzerlerine biber gazı sıkıp, içlerindeki şeytanı çıkartacaksın!... Hele bir de HDP-PKK işin içine girdiyse… CHP’nin “her evden bir oy HDP’ye” diyerek meclise taşıdığı HDP… İşte orada duracaksın arkadaş!” diye yazdı (17 Eylül).
İşçi eylemi normal değilmiş: Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, “Bu isyan normal değil” başlıklı yazısında, 3. Havalimanı inşaatında işçilerinin yaşam şartlarını protesto için eyleme geçmesinin normal olmadığını savundu. Altaylı, işçilerin 4 yıl dayandık 5 hafta daha idare ederiz' demesinin "daha makul bir insan tavrı" olduğunu iddia etti (16 Eylül).
Kaynak Sabah’ı yalanladı: Sabah gazetesinin internet sitesinde yer alan ve Hollandalı gazeteci Rik Elfrink'in demeçleri olarak Fenerbahçe teknik direktör Phillip Cocu ile ilgili yer verilen “Philip Cocu'nun tazminatı 7.5 milyon Euro” başlıklı haberi Rik Elfrink yalanladı (6 Eylül).
Küçük’ten köşe yazarlarına: İktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesinin yazarı Cem Küçük, iktidara yakın yazarların okunmadığını ve “yaşayan ölü”ler olduğunu söyledi. “Yok hükmündeler” ifadesini kullanan Küçük, Hürriyet yazarları Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök’ün de “eskiye oranla dehşet okur kaybettiği”ni iddia etti. Küçük, “Bu ülkede bazı gazeteler köşe yazarsız çıksa akşama kadar kimsenin fark etmeyeceğine eminim. Zaten benzer şeyler oldu. Bir yazarın 3 gün üst üste aynı yazısı çıktı ve kimse fark etmedi. Şüphesiz aynı şey bugün Milliyet ve Vatan için de geçerli. Bu gazeteler de köşe yazarsız çıksa kimsenin fark etmeyeceğine eminim” diye yazdı (3 Eylül).
Cumartesi Annelerine şiddet sadece muhaliflerde var: Cumartesi Anneleri’ne yönelik polis şiddetini Evrensel, BirGün, Cumhuriyet, Yeni Yaşam ve Sözcü gazeteleri hariç hiçbir gazete görmedi. İktidara yakın gazeteler, Cumartesi Anneleri’nin Erdoğan’la 2011’de yaptığı görüşmeye ise geniş yer vermişti (26 Ağustos).
Korkmaz Selvi’yi hedef aldı: Yeni Şafak gazetesi yazarı Tamer Korkmaz, “Darbecilerin kaçarken bindiği askeri helikopteri, ne yapsınlar?” başlıklı yazısında 2016'da Yeni Şafak'tan Hürriyet'e transfer olan Abdülkadir Selvi'yi “Medyadaki malum devşirme” sözleriyle hedef aldı. Korkmaz, “Medyadaki malum devşirmelerin “AB’li gündeme dönersek, kulaklarımızdan dolar fışkırır” narkozuyla Ankara’yı “itelemeye veya yamamaya” yeltendiği Avrupa (Terör) Birliği için “Hukuk” da “Demokrasi” de bir göz boyamadan ibarettir…” diye yazdı (24 Ağustos).
Takvim “ihanet” haberini sildi: ABD’nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararının ardından Katar'ı sessiz kalarak “Katar'dan Türkiye'ye büyük ihanet” başlıklı habere yer veren iktidara yakın Takvim gazetesi, Katar’ın Türkiye’ye 15 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıklamasından sonra bu haberini sildi (16 Ağustos).
Sabah hedef gösterdi: Sabah gazetesi, “gazetecilik kisvesi altında Türkiye’ye yapılan hain ekonomik saldırı ve soygun planına nasıl destek olduğu ortaya çıktı” diyerek FOX TV kanalını hedef gösterdi. Gazete, kanala reklam verilmemesi çağrısı yaptı (12 Ağustos).
Dövizin değer artışı haber olmadı: İktidara yakın gazetelerden Posta, Milliyet, Akşam, Takvim, Güneş ve Star gazeteleri, döviz kurlarının yükselişini birinci sayfalarından görmezken yalnızca Evrensel, BirGün, Cumhuriyet ve Yeni Yaşam gazeteleri manşetten gördü. Döviz rekor düzeyde değer kazanırken iktidara yakın Sabah gazetesinde ekonomi gündemi sayfanın sağ altında Mehmet Barlas, “Zor bir dönem” ve Yavuz Donat'ın “Piyasaya ilaç” yazıları dikkat çekti. Konu, Hürriyet gazetesinin birinci sayfasının en altında küçük bir kutuda “Merkez'den 2.2 milyar dolarlık nefes” başlığıyla işlendi. Barlas'ın yazısından “Trump'ın kural tanımaz davranışları sadece Türklerin değil tüm dünyalıların yaşamını olumsuz etkiliyor” cümlesi öne çıkarılırken, Donat'ın yazısından “Gölcük'te piknik yapan Kırıkkaleli esnaf: Ekonomik seferberlik sözü ve emekli ikramiyesi piyasaya ilaç gibi geldi” haberi çekildi (7 Ağustos).
TRT Çocuk’a tepki: TRT Çocuk kanalında yayınlanan “Maysa ve Bulut / Kolaycılık” isimli çizgi filminin bir bölümünde, bir erkeğin eşeğe cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilen görüntülerinin kamuoyuna yansıması sert tepkilere neden oldu. TRT Çocuk ise, tepkilere “iftira dolu yayınlar, sapık yaklaşımlar” gibi karşı saldırıyla karşılık verdi. Açıklamada, filmde yer alan fırtına sahnesinde herkesin telaşla koşturarak zararı azaltmak için çaba harcarken, bir oba sakininin de “eşeğini korumak için ahıra götürmeye çalıştığı” ifade edildi (5 Ağustos).
TRT kafası: TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Eurovision yarışmasına şimdilik katılmayacaklarını söylerken “Aynı anda hem erkeğim hem kadınım” diyen birini çocuklara seyrettiremeyeceğini ifade ederek, 2014’teki yarışmada ‘Rise Like a Phoenix’ adlı şarkısıyla birinci olan Avusturyalı Conchita Wurst. Wurst’u hedef yaptı (4 Ağustos).
Hürriyet’ten oto-sansür: Hürriyet gazetesi, Washington temsilcisi Cansu Çamlıbel’in, ABD’li pastör Andrew Brunson’la ilgili “Yanlış anlaşılma mı, Halkbank mı?” başlıklı yazısını yayınlanmasından saatler sonra kaldırdı (4 Ağustos).
Bafra’dan örnek tutum: Bafra Gazeteciler Cemiyeti, 72 yaşındaki bir şahsın iki yerel medya çalışanınca darp edilmesini kınadı; “Bafra ilçesinde 72 yaşında bir erkek şahsın yerel basında faaliyet gösteren iki şahıs tarafından darp edilmesi camiamızı derinden yaralamıştır. Artık ‘meslektaş’ olarak görmediğimiz gibi bu olayı gerçekleştirenlerin kamuoyu nezdinde biran önce cezalandırılması için adli mercileri duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi (1 Ağustos).
Kendi ajansı haber yapmadı: İstanbul Beyoğlu’da bulunan Demirören AVM’de iddiaya göre bir çocuk yürüyen merdiven boşluğundan düşerek yaşamını yitirdi. Haber Demirören Holding bünyesindeki Demirören Haber Ajansı (DHA), Anadolu Ajansı ve İhlas Haber Ajansı’nda yer bulmadı (30 Temmuz).
Gazete “tutuklama” istedi: İktidara yakın Yeni Şafak gazetesi, birinci sayfasında ABD Başkanı Donald Trump'ın “ABD, Türkiye’ye Brunson’un uzun süreli tutukluluğu için büyük yaptırımlar uygulayacak” sözlerini aktardığı manşet haberini, ev hapsi şartıyla tahliye edilen rahip Brunson’u kastederek “Papazı yeniden tutuklayın” başlığıyla verdi (27 Temmuz).
Akit’ten “Oktar” promosyonu: Akit gazetesi, “Kırşehir’de sokağa atılmış Adan Oktar kitapları bulundu” diye haber yaptı. Atılan kitapları Akit gazetesinin promosyon olarak dağıttığı gündeme geldi (27 Temmuz).
Yanan komşu için “Yananistan”: İktidara yakın Takvim gazetesi, Yunanistan’ın başkenti Atina yakınlarında çıkan, 81 kişinin hayatını kaybettiği, 150’sinin de yaralandığı yangını “Yananistan” başlığıyla gördü; spotunda da “Komşu adeta cehennem ateşiyle sarıldı!” ifadesi kullandı (25 Temmuz).
Bildirici’den “Parasını ödeyince serbest mi”: Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici, “Parasını ödeyince serbest mi” başlıklı bir yazıyla Hürriyet, Sabah gibi gazetelerin MHP lideri Devlet Bahçeli’nin gazetecileri tehdit ettiği ilanı yayınlamalarına tepki gösterdi: “Gazeteler, gelen her ilanı yayımlamak zorunda değildir. Bir gazete, ‘Ben parasını alır yayımlarım, içeriği beni ilgilendirmez’ diyemez; yasal ve etik sorumluluklar göz ardı edilemez” dedi (3 Temmuz).
Anayasa Mahkemesi
Anayasa Mahkemesi (AYM), Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde dördü gazeteci sekiz kişinin başvurusunda Anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü hakkı hiçe sayıldığı gerekçesiyle toplam 68 bin 785 TL tutarında tazminata (mahkeme gideri dahil) hükmetti.
AYM, risk taşımayan, iktidarın güvenlik politikalarına ters düşmeyecek dosyaları belirli ölçülerde gündemine alırken 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra gazetecilere yönelik keyfi tutuklama, ağır tecrit ve basın özgürlüğü ihlaline dayanan şikayetlerle ilgili 11 Ocak 2018’de suskunluğunu bozduktan sonra yeniden etkisini yitirdi. Bir çok gazeteci başvurusu AYM Genel Kurulu’nu beklerken (Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Önder Çelik, Akın Atalay, Murat Savuncu, Kadri Gürsel vs) ve bu yönde yeni başvurular gerçekleştirilirken (İdris Sayılğan, Nedim Türfent vs) yerel Ağır Ceza Mahkemeleri, örneğin AYM’nin Mehmet Altan kararlarını emsal kabul etme konusunda hiç de hevesli gözükmüyor.
Geçen yılın aynı döneminde AYM, Darbe girişimi ve sonrasında keyfi gazeteci tutuklamalarıyla ilgili en az 22 acil şikayeti görmezden gelmiş, diğer yandan ifade özgürlüğüne dair üç karar almıştı: AYM, “Gülen’in En Büyük Abiyle Görüşmesi İnternete Düştü” haberi nedeniyle ceza alan Memurlar.net haber sitesinin yetkilisi Hakan Yiğit’e 2 bin TL manevi tazminat ve yargılama gideri karşılığında da 2 bin 027 TL ödenmesine hükmetmiş; Bölgesel Sabah Yıldızı TV ve Kurmay Albay Engin Kabadaş’ın şikayetleri ise reddetmişti.
2017 yılının tamamında da AYM, dört gazeteci, bir televizyon kanalı, bir radyo kanalı, bir yayıncı ve bir askerin başvurusunda Türkiye’yi giderler dahil 23 bin 427 TL tazminata mahkum etmişti. Ancak AYM, özellikle iki üyesi darbe girişimi sonrası tutuklanmasından sonra, OHAL altında tutuklanan 22 tutuklu gazetecinin “bireysel” başvurusunu 2017 boyunca gündemine almamıştı.
Oran’a AYM tazminatı:Anayasa Mahkemesi (AYM), Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyesi olarak hazırladığı 'Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu' nedeniyle saldırıların hedefi haline gelen, 2008'de Türk İntikam Tugayı (TİT) imzalı bir tehditten yaptığı suç duyurusu sonuçsuz kalan Prof. Dr. Baskın Oran’ın yaşam hakkı ve ifade özgürlüğü haklarının Anayasaya aykırı şekilde çiğnendiğine hükmetti. AYM, Oran’a mahkeme giderleri dahil toplam 29 bin 186 TL tazminat ödenmesine karar verdi (28 Eylül).
Güven ve İlknur AYM’de kazandı: AYM, Cumhuriyet.com.tr sitesinde çıkan “İşte Merkez Evlerin Çok Özel Malikleri” başlıklı haberin Sakarya 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla sansürlenmesini “ifade özgürlüğünün ihlali” olarak değerlendirdi. AYM, sitenin yayın yönetmeni Oğuz Güven ve haberde imzası olan Miyase İlknur’a toplam 6 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti (25 Eylül).
AYM’den Doğan’a tazminat: Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Üyesi davacının “Bazı davalara el attık” şeklindeki sözlerini Anadolu’da Vakit gazetesindeki köşe yazısıyla eleştiren Mehmet Doğan’ın 3 bin 500 TL tazminata mahkum edilmesini Anayasa’nın 26 ve 28. Maddelerinin ihlali olarak gördü; Doğan’a 3 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti (14 Eylül).
Behram AYM’de kazandı: AYM, ODTÜ Yerleşkesi’nde yol yapım girişimleri nedeniyle eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i “yolsuzluk şampiyonu” sözleriyle de eleştirdiği “Vızzz Gelir” yazısı nedeniyle Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce kısmi tazminat ödemeye mahkum edilen Nihat Behram’a hak verdi. 11 Haziran’da aldığı kararı Eylül ayında kamuoyuyla paylaşan AYM, 4 bin TL manevi tazminat, 2 bin 206 TL de yargılama gideri ödenmesine hükmetti (14 Eylül).
AYM’den Kılıçdaroğlu’ya tazminat: AYM, bir konuşmasında bazı Kayseri Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının rüşvet aldıklarını iddia ettiği için Asliye Hukuk Mahkemeleri’nce yedi farklı kişiye toplam 25 bin 500 TL tazminat ödemeye mahkum edilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı başvuruda, CHP liderinin ifade özgürlüğü hakkının Anayasaya aykırı bir şekilde çiğnendiğine hükmetti. AYM, Kılıçdaroğlu’na 20 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. 18 Temmuz’da alınan karar, 14 Eylül’de kamuoyuna yansıdı (14 Eylül).
Baran AYM’de kazandı: Sinan Baran adlı sosyal medya kullanıcısının eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili paylaştığı, "Twitterdaki #EdepsizsinMelihGökçek hastagine bile tahammül edemeyip sansürlettiğin için #EdepsizsinMelihGökçek” mesajı nedeniyle Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nce mahkum edilmesini ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdi. yeniden yargılama isteyen AYM, başvurucuya mahkeme gideri olarak 2 bin 207 TL ödenmesine karar verdi (14 Eylül).
AYM’den “K.ç” tazminatı: Anayasa Mahkemesi, Akit gazetesi köşe yazarı Mehmet Doğan’ın HSYK üyelerini hedef alan “HSYK’da Son Sirtaki” yazısında geçen “K.çlarına bakarak gidecekler” ve benzeri ifadeleri “ironi” ve ifade özgürlüğü kapsamında gördü; yerel mahkemenin cezası nedeniyle Doğan’a tazminat ödenmesine hükmetti. Oyçokluğuyla alınan kararda Doğan’a Anayasa’nın 26 ve 28. Maddelerinin ihlali tespitiyle 3 bin TL manevi tazminat ve çeşitli giderler karşılığında da 2 bin 186 TL ödenmesine karar verildi (1 Ağustos).
Ilıcak ve Altan AYM’den karar bekliyor: “Darbe girişimi”nden ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmadan önce, “haksız tutukluluk” gerekçesiyle Mehmet Altan’la aynı gün Anayasa Mahkemesi’ne başvuran gazeteci Nazlı Ilıcak’ın dosyasından bir yıl dokuz aydır haber yok. AYM ancak 4 Temmuz’da Ilıcak dosyasını Genel Kurul’da görüşmeye karar verdi; Genel Kurul’da hâlâ görüşülmedi. İki yılı aşkın bir süredir tutuklu olan gazeteci Ahmet Altan da Ilıcak ile aynı durumda bulunuyor (31 Temmuz).
Akdeniz’den AYM eleştirisi: İletişim hukukçusu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Yaman Akdeniz, Anayasa Mahkemesi’nin yaklaşık 50 dosyayı (8-a, 9) kararlaştırmamasını eleştirdi; örnek olarak Diken, Jinha, Jiyan, Siyasihaber, Etha, Charlie Hebdo, Atilla Taş'ın Davutoğlu twitlerinin beraat etmesine karşı Sulh Ceza Hakimince yasağın korunması dosyalarını örnek verdi (18 Temmuz).
Sayılğan ve Türfent dosyaları AYM’de: Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), avukatlar Veysel Ok ve Barış Oflas aracılığıyla, “PKK üyeliği” iddiasıyla Trabzon E Tipi Cezaevi’nde tutulan İdris Sayılğan ve Van T Tipi Cezaevi’nden 8 yıl 9 ay hapse mahkum edilen DİHA muhabiri Nedim Türfent için “örgütlük ve güvenlik hakkının ihlali” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu. (3, 11 Temmuz).
AYM incelemeleri: AYM 2. Bölümü, bir buçuk yıla varan tutukluluk sürelerinin ardından tahliye edilen Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının bireysel başvurularını yarın ele alacak. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Önder Çelik, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve yazar Kadri Gürsel’in bireysel başvuruları 3 Temmuz’da; 1. Bölüm de, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın başvurusu 4 Temmuz’da kabul edilebilirlik ve esas incelemesi yaptı. Dosyalar Genel Kurula sevk edildi (3-4 Temmuz).
AİHM
Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde AİHM, bir yayıncının yaptığı başvuruda Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesini ihlal etmekten 2 bin 500 avro (yaklaşık 18 bin 700 TL) tazminat ödemeye mahkum etti.
Mayıs 2017’deki İç Tüzük değişikliğinin ardından Türkiye’den gelen tutuklu gazeteci başvurularıyla ilgili ilk kez 20 Mart 2018’de Şahin Alpay ve Mehmet Altan ile ilgili ihlal kararı alan AİHM, son üç aylık dönemde tutuklu gazeteciler özelinde herhangi bir karar almadı. AİHM’in gerek emsal olması niyetiyle verdiği Şahin Alpay, Mehmet Altan ve Turhan Günay ile ilgili kararları gerekseStrasbourg’a başvurup sesini duyuramayan Kadri Gürsel, Akın Atalay, Ahmet Şık gibi gazetecilerin durumlarına etkisi yerel yargı itibariyle oldukça zayıf oldu: Birçok gazeteci AİHM kararıyla değil, ceza aldıkları gün mahpus kaldıkları süre dikkate alınarak tahliye olabildi.
Oysa ki, ağır tecrit altında tutukluluğu süren veya henüz tahliye edilmiş gazetecilerin bireysel başvuru kapsamındaki dosyalarına, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Avrupa Konseyi eski İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve dünyada ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanında faaliyet gösteren 13 hak örgütü de müdahil olmuştu.
Geçen yılın aynı döneminde AİHM’den OHAL altında gazetecilerin ağır tecrit ve keyfi tutukluluk iddialarına dair 14 aylık iddialarının gündemine alması bekleniyordu. Üstelik AİHM, Temmuz-Ağustos-Eylül 2017 döneminde ifade özgürlüğü bakımından Türkiye ile ilgili herhangi bir karar da almamıştı.
Türkiye yargıçları AİHM için yetersiz: Türkiye’nin, geçen yıl görev süresi dolan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Işıl Karakaş’ın yerine seçilecek yargıç için adaylarını sunduğu üçüncü liste de reddedildi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) alt komitesi üç adayla yaptığı mülakat sonunda Türkiye’nin gösterdiği adaylarla ilgili AKPM genel kurulunda seçim yapılmasına onay vermedi.
AİHM Taş’ı haklı gördü: AİHM, Siverek’te 1994’te gözaltında kaybedilen Özgür Gündem gazetesi Urfa muhabiri 19 yaşındaki Nazım Babaoğlu’nu anlatan “Kayıpsın Diyorlar” adlı kitaba açılan davayı, “ifade özgürlüğünü ihlali” olarak değerlendirdi. AİHM, Ali Aydın’ın hazırladığı kitabını 2004’te yayımladığı için “devleti alenen aşağıladığı” iddiasıyla cezalandırılan Aram Yayıncılık yetkilisi Fatih Taş’a 2 bin 500 Avro (yaklaşık 18 bin 700 TL) manevi tazminat ödenmesine karar verdi (4 Eylül).
AİHM’den TCK 220 eleştirisi: AİHM, kapatılan Demokratik Halk Partisinin (DEHAP) Batman Merkez İlçe Başkanı Abdulcelil İmret’in başvurusuyla ilgili, TCK’nin 220/7 maddesinde yer alan “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır” hükmünün Türkiye yargısında “aşırı geniş yorumlandığına” vurgu yaptı (12 Temmuz).
RTÜK’ten haberler
Şahin istedi RTÜK vermedi: Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, kendisi hakkında yapılan haberde FETÖ ile ilişkili olma suçlaması nedeniyle TV52’yi RTÜK’e şikayet etti. Ancak RTÜK’ün AKP’li üyelerinin oylarıyla “düzeltme ve cevap hakkı”nı kullanmadığı gerekçesiyle, kanala ceza verilmedi (17 Eylül).
TRT Diyanet’e “Gülen” cezası: RTÜK, Fethullah Gülen’in güftelediği “Bulanlar Hakkı Buldu” adlı eseri yayımladığı için TRT Diyanet kanalına “Terör faillerini terörün amaçlarına hizmet edecek şekilde sunamaz” gerekçesiyle ceza verdi. RTÜK cezası nedeniyle TRT Diyanet uyarılacak ve bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bildirilecek (14 Eylül).
Kanal D’ye “aldatma” cezası: RTÜK, “Koca Koca Yalanlar” dizisinde “erkeklerin eşlerini aldatmalarının normal bir davranış olarak gösterilmesi” gerek gösterilerek Kanal D’ye idari para cezası uygulanmasına karar verdi. Dizide yer alan söz konusu sahne ve diyalogların ‘Türk aile yapısını ve toplumsal değerleri zedelediğini’ değerlendiren RTÜK, dizinin yayınlandığı Kanal D’ye idari para cezası uygulanmasına karar verdi (12 Eylül).
RTÜK’e dizi şikayetleri: RTÜK, yılın ilk 6 ayında en çok şikayeti reyting rekortmeni diziler için aldı. Bu dönemde dizilerle ilgili, geçen yılın aynı dönemine göre 5 kat artışla 30 bin 358 şikayet yapıldı. RTÜK Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı rapora göre, RTÜK’e bu yılın ilk 6 aylık döneminde toplam 69 bin 772 şikayet ulaştı (24 Ağustos).
ABD “duyarlılığı”: RTÜK, Başkanı İlhan Yerlikaya, ABD ürünlerinin ticari reklamı konularında medya kuruluşlarının ‘hassas davranmasını’ istedi (16 Ağustos).
Beyaz TV’ye “Oktar” cezası: RTÜK, Adnan Oktar’ın ağabeyi Kenan Oktar’ın 9 Ağustos’ta katıldığı ”Beyaz Magazin” isimli programda, Oktar’ı İslam alimleri ve Muhammed peygamber ile bir tutarak öven ifadeler kullanması gerekçesiyle Beyaz TV’ye “dini duyguları rencide etmek”ten idari para cezası uyguladı (15 Ağustos).
Zarok TV’ye ceza: RTÜK, Gulamın Cızîra Botane” ve “Kurdistan pir şêrîne” şarkılarının sözlerinde yer alan “Kürdistan”, “doğunun dirilişi”, “Nusaybin’in direnişi” gibi ifadeler nedeniyle Kürtçe yayın yapan çocuk kanalı Zarok TV’ye ceza verdi. Cezaya dayanak olarak, 6112 Sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1-d bendinde yer alan “Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü ve haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz” hükmünün ihlal gösterildi (27 Temmuz).
RTÜK kararları: RTÜK, televizyon yayınlarına yaptığı inceleme sonucunda Halk TV'de Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında “Bu bir çete reisinin konuşmasıdır. Bu bir darbecinin konuşmasıdır” sözlerine ceza verirken Akit TV, A Haber, ATV, TGRT, radyo Ton gibi medya organlarında CHP milletvekillerine edilen küfürlere, Ahmet Maranki'nin iç savaş tehditlerine ceza vermedi. Diğer kanallardaki hakaret ve cinsiyetçi küfürlere de ceza vermeyen RTÜK'te bulunan MHP'li üyenin AKP'li üyelerden farklı oy kullanması dikkat çekti (3 Temmuz).
RTÜK: TV’lere 10 program ve 19 para cezası
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Temmuz-Ağustos-Eylül 2018 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 10 program durdurma cezası ve 19 para cezası verirken radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 10 program durdurma, 19 işlem karşılığında da 2 milyon 33 bin 185 TL para cezası verdi.
(Reklam yayınlarının değerlendirme dışı bırakıldığı çalışma, RTÜK’ün 5 Temmuz ile 6 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirdiği dokuz toplantının kayıtları incelenerek hazırlandı).
RTÜK “Hukukun üstünlüğü”nden iki para cezası ; “Aşağılamak”tan altı para cezası ; “Terörü övne”den iki para cezası ve 10 program durdurma; “Milli ve manevi değerler”den bir para cezası; “Taraflılık”tan bir para cezası; “Masumiyet karinesi”nden bir para cezası; “Düzeyiz Türkçe”den bir para cezası; “Nüstehcenlik”ten bir para cezası; “Düzeltne hakkını ihlal”den bir para cezası; “Cinsiyetçi yayın”dan bir para cezası; “Çocuk ve gençlerin gelişimine zararlı yayın”dan bir para cezası; “Sigara yasağını ihlal”den bir para cezası verildi.
RTÜK, geçen yılın aynı döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 8 para cezası, radyo kuruluşlarına da 3 para cezası vermişti. Kurul, Radyo ve TV’lere toplam 3 milyon 734 bin 705 TL idari para cezasına karar vermişti.
Kurul 2017 yılının tamamında ise, televizyonlara 11 uyarı, 82 para cezası ve 13 de yayın durdurma cezası; radyolara da 3 uyarı, 12 de para cezası vermişti. Yayın ilkelerini ihlalden verilen cezaların toplamı 21 milyon 333 bin 825 TL para cezası, 13 program durdurma, 94 para cezası ve 14 uyarı cezası olmuştu.
Hukukun üstünlüğü: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz” ilkesini ihlal iddiasıyla, 19.988 TL (TV 24 - 19.517 TL; TV8- 471 TL) para cezası verildi.
Aşağılama: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan, “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez” ilkesine aykırılık iddiasıyla; 734.949 TL (Beyaz TV - 30.868 TL; Uçankuş TV - 17.065 TL; Flash TV - 17.065 TL; Eko TV - 20.098 TL; Kanal D - 355.769 TL; Star TV - 294.084 TL) para cezası verildi.
Terörü övme: 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz” ilkesinin ihlali nedeniyle; 34.130 TL (Zarok TV - 17.065 TL (2)) ve 10 program durdurma (Zarok TV - 5 program durdurma cezası (2)) cezası verildi.
Milli ve manevi değerler: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Toplumun millî ve manevî değerlere, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” ilkesine aykırılık bulunduğu gerekçesiyle 65.363 TL (Beyaz TV - 65.363 TL) adli para cezası verildi.
Taraflılık: 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan; “Tarafsızlık gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz…” ilkesine aykırılıktan 17.065 TL (TV52 - 17.065 TL) para cezası verildi.
Masumiyet karinesi: 112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan, "Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; ..." ilkesinin ihlali nedeniyle, 436.578 TL (Star TV - 436.578 TL) para cezası verildi
Düzeysiz Türkçe: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan “Türkçenin; özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzensiz, kaba ve argo kullanımına izin verilemez” ilkesini ihlalden 382.285 TL (Show TV - 382.285 TL) para cezası verildi.
Müstehcenlik: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde yer alan, yayın hizmetleri; “Müstehcen olamaz” hükmüne aykırılıktan 17.065 TL (As TV - 17.065 TL) para cezası verildi.
Düzeltme hakkını inkar: 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (o) bendinde yer alan “Kişi veya kuruluşların cevap ve düzeltme hakkına saygılı olmak zorundadır” ilkesinin ihlali gerekçe gösterilerek 294.713 TL (Fox TV - 294.713 TL)para cezası verildi.
Cinsiyetçi yayın: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (s) bendinde yer alan; “Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez” ilkesinin ihlali nedeniyle 168 TL (Star TV – 168 TL) para cezası verildi.
Çocuk ve gençlerin gelişimi: 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz” hükmünün ihlalden; 17.065 TL(A9 TV - 17.065 TL) para cezası verildi.
Sigara yasağını ihlal: 4207 sayılı Kanunun 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntülerine yer verilemez” hükmünün ihlalden 13.816 TL (Doğu TV- 13.816 TL) para cezası verildi. (EÖ/APA)